Sadece olduğun yerde durarak, 4 atışı da yapmış sayılacaksın. | Open Subtitles | فقط بالوقوف هناك, عادة ستصل إليك أربع كرات. |
Her ikisini birleştirirsem, dik durarak para kazanabilir miyim? | Open Subtitles | جمع الإثنان، أيمكنني كسب المال بالوقوف شامخًا؟ |
Bize karşı durarak bunu kanıtladın. | Open Subtitles | لكنّي علمت منذ البداية أنّك قذر، وها قد أثبتَّ ذلك بالوقوف ضدّنا. |
Bu, dik durarak çocuklarımın saygısını kazanmam için bir şans. | Open Subtitles | هذه فرصتي لأسترد أحترامي بوقوفي بجانب أطفالي |
Burada durarak pek bir işe yaramıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أفعل شيئاً جيداً بوقوفي هنا |
Bu ihtimali göz önüne alıp arkasında durarak bu teçhizatın nükleer silah üretimine yönelik bir şey olup olmadığını söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيع القول بأنك ستأخذ تلك الفرصة وتصرّح كحقيقة بأن تلك اللوازم ليست لغرض برنامج أسلحة نووية؟ |
Oranın arkasında durarak nasıl bir kariyer yaptığını sanıyorsun ki? | Open Subtitles | أي عمل تظنك ستفعله بالوقوف هنا ؟ |
Onların aralarında durarak mı? | Open Subtitles | بالوقوف بينهم |
Ve dışarıda durarak bunu yapamıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أقوم بها بوقوفي هنا |
Bu ihtimali göz önüne alıp arkasında durarak bu teçhizatın nükleer silah üretimine yönelik bir şey olup olmadığını söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيع القول بأنك ستأخذ تلك الفرصة وتصرّح كحقيقة بأن تلك اللوازم ليست لغرض برنامج أسلحة نووية؟ |