| Görgü tanıkları tanımadıkları siyah saçlı dövmeli bir kadının onları durdurmaya çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | ذكر شهود عيان أنه كانت هُناك إمرأة مجهولة الهوية لديها شعر أسود وأوشام حاولت إيقافهم |
| Görgü tanıkları tanımadıkları siyah saçlı dövmeli bir kadının onları durdurmaya çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | ذكر شهود عيان أنه كانت هُناك إمرأة مجهولة الهوية لديها شعر أسود وأوشام حاولت إيقافهم |
| İyi bir yara oldu. Beni durdurmaya çalıştığını düşünecekler. | Open Subtitles | إنه جرح جيد سيضنون أنك حاولت إيقافي |
| Basit bir yara. Beni durdurmaya çalıştığını düşünecekler. | Open Subtitles | إنه جرح جيد سيضنون أنك حاولت إيقافي |