Telaşlanma, tatlım. Sana yazdığım şarkı o kadar duygu yüklü ki, | Open Subtitles | لا تقلقي يا حبيبتي ، الأغنية .. التي ألفتها لك عاطفية جداً |
Hepimiz için oldukça duygu yüklü bir gece oldu. | Open Subtitles | انها كانت جميلة ليلة عاطفية بالنسبة لنا جميعا. |
Sesi geçmişte olduğundan çok daha fazla duygu yüklü çıkıyor. | Open Subtitles | كما مايكل كين وصوته يحصل حتى أكثر عاطفية من المحاذير من أي وقت مضى القيام به في الماضي من قبل. |
Bunları kendi hikâyenizi anlatmada kullandığınızda, sizin kendi anlatınızın bir parçası hâline geliyor ve yaptığınız şey de bütün toplu hafızamızı değiştirip, bu duygu yüklü sembolleri anlamamızı sağlama. | TED | وحين تستعملونها لترووا حكايتكم، فهي تصبح جزء من سردكم، وما تقومون به هو اختصار الطريق على ذاكرتنا الجماعية، وتخلقون هذه الرموز المشحونة عاطفية لنا لنفهمها. |
O hala duygu yüklü bir havlu. | Open Subtitles | ومازالت منشفة عاطفية. |
Çok duygu yüklü bir emlak. | Open Subtitles | إنها ممتلكات عاطفية جدا |
Bu kadar duygu yüklü olma. Her an ağlayabilirim. | Open Subtitles | لا تكونى عاطفية |
Bu... Çok duygu yüklü olmuş. Üzgünüm dostum. | Open Subtitles | غونر" واو , يالها من ملاحظة عاطفية آسف يارجل , استمتعت حقاً بمساعدتك لا أريد أن اثبط عزيمتك , ولكنني لا أظن بأن مشروعك هذا سينجح لا يمكنني أن اخاطر , أعلم بأنني لم أخبرك مقدما |
duygu yüklü. | Open Subtitles | أمتعة عاطفية |