"duymamıştım" - Traduction Turc en Arabe

    • أسمع
        
    • اسمع
        
    • أسمعك
        
    • أسمعها
        
    • أن سمعت
        
    • أسمعه
        
    • اسمعك
        
    • أسمعكِ
        
    • مسموع
        
    • اسمعه
        
    • مسموعُ
        
    • قد سمعت
        
    • لم اسمعها
        
    • سَمعتُ
        
    • سمعت عنه
        
    Bana verme onu! Hiç siyah inci diye bir şey duymamıştım. Open Subtitles لا تعطنى إياهم ، إننى لم أسمع أبداً عن اللآلئ السوداء
    Ayrıca, Yahudi inancına göre yemek yiyen fili de duymamıştım. Open Subtitles لكنني أيضاً لم أسمع عن فيل مخلل البرطمانات المحفوظة أيضاً
    Daha önce doğrudan meteor çarpan bir nükleer enerji santralini hiç duymamıştım. Open Subtitles إنني لم أسمع بمحطة طاقة نووية قد تعرضت لضربة نيزك من قبل
    Ama doğruyu söylemek gerekirse önceden hiç böyle bir şey duymamıştım. Open Subtitles ولكن علي ان اكون صريحا لم اسمع شئ كهذا من قبل
    Daha önce "eğlenceli", "arkadaşlar" ve "parti" kelimelerini aynı cümlede kullandığını hiç duymamıştım. Open Subtitles لم أسمعك أبداً تستخدم الكلمات ممتع, أصدقاء , حفلة كلها في جملة واحدة
    Hazine Bakanlığı'nın gelecekten para bastığını hiç duymamıştım, sen duydun mu? Open Subtitles لم أسمع أن الخزينة تطبع المال في المستقبل هل سمعت أنت؟
    Yok, duymamıştım. Ama bu adi dolandırıcılar her ay kimlik değiştirirler. Open Subtitles لا، لم أسمع بها لكن هؤلاء المحالين يغيرون هويتهم كل شهر
    Babama inanmadım, yalancı olduğundan değil ama bu hikâyeyi daha önce hiç duymamıştım. Ve annem bu hikâyeyi doğruladı. TED لم أصدق والدي، ليس لأنه كان كاذبًا، ولكنني لم أسمع هذه القصة مسبقًا. وقامت والدتي بتأييد القصة.
    Daha önce hiç böyle bir söylem duymamıştım. TED ولكني لم أسمع قط بمثل خوار الثيران هذا.
    Üzgünüm, sizi daha önce hiç duymamıştım. İsminizi tekrar söyler misiniz? Open Subtitles أخشى أني لم أسمع عنك أبداً ما اسمك ثانية؟
    Hayatımda hiç bu kadar gülünç bir şey duymamıştım. Open Subtitles هذا سخيف , لم أسمع شىء أسخف من هذا فى حياتى من قبل
    Şeker hastalığının insanın ağzını bozduğunu duymamıştım. Open Subtitles ولم أسمع أن هذا المرض يسبب انحرافاً في استخدام اللغة.
    Sekizinci sınıftan beri bu terimi duymamıştım. Open Subtitles لم أسمع هذا المصطلح منذ كنت في الصف الثامن
    Onun müziğini severim, ama bu parçayı hiç duymamıştım. Open Subtitles أنا أحب موسيقاه لكنني لم أسمع هذه المقطوعة من قبل
    Onunla tanışmadan önce hiç duymamıştım. Open Subtitles ولم أسمع ,بها من قبل الا عندما التقيت بها.
    Ürkmüştüm, çünkü bir arabanın geldiğini duymamıştım. Open Subtitles لقد انزعجت لأننى لم اسمع صوت قدوم سيارة الى هنا
    Bu şehirdeki pek çok kişiyi tanıyorum ama Jules Amthor'u hiç duymamıştım. Open Subtitles انا اعرف العديد من الناس فى هذه البلدة ولكنى لم اسمع ابدا عن جولز امثور انه مجرد تخمين
    Hiç böyle zavallı bir zırva duymamıştım. Open Subtitles لم اسمع أبداً بمثل هذا الكلام الفارغ المثير للشفقة.
    Pazar gezintisi, bunu sevdim. Bunu hiç duymamıştım senden. Open Subtitles يروقني ذلك، لم أسمعك تستخدم ذلك المصطلح من قبل
    Bu zamana kadar ses deliğinden bu kadar kelime çıktığını duymamıştım evlat. Open Subtitles أهاذه هي معظم كلماتك لم أسمعها أبداً تخرج من حفرة صوتك، يافتى
    Bu Carmen'den Habanera. Hiç bu kadar güzel söylendiğini duymamıştım. Open Subtitles هذه أوبرا الهافاني من مسرحية كارمن لم يسبق لي أن سمعت أحد يغنّيها بهذا الجمال
    Babanın evinden ayrıldığından beri,... kendi ağzından onu hakkında bu kadar içten konuştuğunu duymamıştım. Open Subtitles تتكلمي عنه بدفء لم أسمعه في صوتك منذ أن غادرتي بيت أبيك
    O takma ismi hiç bu kadar sık kullandığını duymamıştım. Open Subtitles لم اسمعك من قبل تقولين الاسم المستعار من قبل عدة مرات
    Bu konudan böylesine tutkuyla bahsettiğini duymamıştım daha önce. Open Subtitles لم أسمعكِ تتكلّمين عنه بشغف من قبل.
    Bu şarkıyı liseden beri duymamıştım. Open Subtitles أنا ليس لي مسموع تلك الأغنية منذ المدرسة العليا.
    Onu güldürdü! Onun ağzından akıllıca bir laf çıktığını hiç duymamıştım. Open Subtitles لقد جعلها تضحك، لم اسمعه من قبل يقول شيئاً مضحكاً أو ذكياً
    Bu şakayı geçen yıldan beri duymamıştım. Open Subtitles أنا لَيْسَ لِي مسموعُ ذلك الخَطِّ منذ السَنَة الماضية.
    Muscatine'i hemen hemen hiç duymamıştım ama büyüleyici bir yer olduğunu kanıtladı. TED كنت بالكاد قد سمعت عن موسكاتاين. لكنه تبيّن أنها مكانٌ ساحر.
    Uzun zamandır duymamıştım. Nereden biliyorsun? Open Subtitles لم اسمعها منذ زمن بعيد , كيف علمتي بأمرها ؟
    Hiç böyle araba gaspı duymamıştım. Open Subtitles الذي لا يَبْدو مثل أيّ سرقة سيارات تلك أنا أَبَداً سَمعتُ عنه.
    Yağmacıların hayvan kullandıklarını hiç duymamıştım. Open Subtitles أنا أبدا ما سمعت عنه المهاجمون الذين يستعملون الحيوانات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus