Birinci hedefimiz, yapay zekâ algoritmalarını eğitmek için gereken görüntü sayısını azaltmaktı. | TED | الهدف الأول كان تقليص عدد الصور الطبية المطلوبة لتدريب خوارزميات الذكاء الاصطناعي. |
Mürebbiyeler korumalarını eğitmek için onlara ip atlatıyordu. | TED | استخدمه الحكام لتدريب حراس عنابرهم على القفز بالحبل. |
her çocuğu besin konusunda eğitmek için güçlü, sürdürülebilir bir akıma sizin yardımcı olmanız. | TED | أن تشاركوا في حركة مستدامة وفعالة لتعليم كل طفل بشأن الغذاء. |
Bu yüzden 10X10 için global elçiyim kadınları eğitmek için küresel bir kampanya. | TED | ولهذا السبب أنا سفيره عالميه لمنظمة 10×10 وهي حمله عالميه لتعليم النساء |
Onu eğitmek için dört hafta ve tam bir hazırlık değerlendirmesi ve donanma personel şefi ile göreve geri iade görüşmesi. | Open Subtitles | اربع اسابيع لتدريبه و لجنة لتقييمه مع رئيس افراد البحرية |
Birlikte özel bir organizasyon oluşturmaya kara verdik anabolik steroidlerin kötüye kullanımının tehlikeleri hakkında halkı eğitmek için. | Open Subtitles | ومعاً واتتنا فكرة إنشاء مؤسسة خاصة لتثقيف العامة... |
Onu eğitmek için Güney Kutbu'na taşındığını sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه من المفترض بأنك توجهت إلى القطب الجنوبي لتدريبها |
Bu adamları ve kadınları eğitmek için milyonlarca dolar gerektiğini gösteren soğuk ve acı bir gerçek. | Open Subtitles | إنها الحقيقه الصعبه البارده , إنه يكلف الملاين من الدولارات لتدريب هؤلاء النساء و الرجال |
O zamandan beri, bunu SG takımlarını eğitmek için bir sanal ortam olarak uyarlamıştık. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين، استطعنا تعديله لنا للمحاكاة الثلاثية الأبعاد لتدريب أعضاء فرق بوابة النجوم |
Tahmin edeyim, sürekli yaptığı iş seyahatleri Amerika dostlarını eğitmek için değildi. | Open Subtitles | دعني أخمن، إذن رحلاته المتكررة للعمل لم تكن لتدريب حلفاء الأمريكيين؟ |
Benim gibi deneyimsiz birini eğitmek için en iyi yerin, | Open Subtitles | قرر أن أفضل مكان لتدريب رجل عديم الخبرة الأمنية مثلي هو |
Bu yüzden de kendi çocuklarını eğitmek için eşi benzeri görülmemiş bir şekilde zaman ve kaynak harcamaktadırlar. | TED | لهذا السبب ينفقون الوقت والموارد بشكل غير مسبوق لتعليم أطفالهم. |
Amerika'da çoğu okul bir çocuğu eğitmek için yılda 7.500 dolardan az harcıyor. | TED | معظم المدارس في أمريكا تنفق أقل من سبعة آلاف وخمسمئة دولار سنوياً , لتعليم طفل واحد |
Siz ileri bir toplumsunuz. İnsanlarınızı eğitmek için daha iyi bir yol bulamaz mısınız? | Open Subtitles | أنتم مجتمع متقدّم لماذا لا تبحث عن طريق أفضل لتعليم شعبك؟ |
İzin verirseniz bu görüşmeyi meslektaşlarımı eğitmek için kullanmak isterim. | Open Subtitles | وذا لا يضايقك الامر، أود ان ابدا الحوار باستعمال هذا لتعليم طلابي بالكلية تنفيذ القانون |
Berik onu serbest bırakıp eğitmek için başka bir kartal bulabilir. Balapan tamda ona öğretildiği şekilde tilkiyi yakaladı. | Open Subtitles | على بيرك أن يتركها ترحل ويجد نسرا ً آخر لتدريبه ، لقد أمسكت بالابان بالثعلب تماما ً كما دُرِّبت لاجله |
Onu iyi bir koca olarak eğitmek için geç kaldığını biliyordun. | Open Subtitles | كنتِ تعرفين أنه عجوز جداً لتدريبه كزوج |
Philip, cahil insanlarımızı eğitmek için, Atina'dan Aristo gibi adamları getirdi. | Open Subtitles | (أحضر (فيليب) أمثال (أرسطو من (أثينا) لتثقيف شعبنا الجاهل |
Böyle insanları eğitmek için. | Open Subtitles | لتثقيف الناس هكذا |
Benim koku alma damağımı eğitmek için... | Open Subtitles | لتثقيف حاسة شمي، ولكن |
Onu eğitmek için Güney Kutbu'na taşındığını sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه من المفترض بأنك توجهت إلى القطب الجنوبي لتدريبها |
Seni yönlendirmek, eğitmek için yapmam gereken şeyleri yapamıyorum demek. | Open Subtitles | يعني أنه ليس بإمكاني أن أقوم بما أريد أن أقوم به لتوجيهك وتدريبك |
Sizi eğitmek için vakit olmadığından üç basit kural koyuyorum. | Open Subtitles | وبما انه لا وقت لدينا لتدريبكم فانني ساتلو عليكم 3 قوانين فقط |