Amerika Birleşik Devletleri adına... bu anlaşmanın imzalanması eşi görülmemiş bir gelişmeyi... ve iki büyük ulusumuz arasında işirliğini başlatacaktır. | Open Subtitles | نيابة عن الولايات المتحدة الأمريكية , في توقيع هذة المعاهدة التي ستكون فاتحة أزدهار لم يسبق له مثيل وتعاون بين دولتينا العظيمتين |
Yani, bugüne dek eşi görülmemiş bir başarı olacak. | Open Subtitles | أعني، هذا سيكون إنجاز لم يسبق له مثيل |
Bilmiyorum. Bu eşi görülmemiş bir durum. | Open Subtitles | لا أعرف هذا لم يسبق له مثيل |
Doctor Grissom, eşi görülmemiş bir başarıyla, hepsini tedavi etti. | Open Subtitles | الدكتور جريسوم عالجهم كلّ بنسبة نجاح لم يسبق لها مثيل. |
eşi görülmemiş bir sel felaketi yaşanmış ülkenin üçte birini etkilemiş, 300'den fazla insan ölmüş, ve yüz binlerce kişi geçim kaynağını kaybetmişti. | TED | كانت هناك فيضانات لم يسبق لها مثيل في البلاد، غطت نحو ثلث البلاد، و قتلت أكثر من 300 شخصا ، وأفقدت مئات الآلاف مصادر رزقهم. |
İnsanların hakim olduğu bir gezegende Dünya'daki sistemlere eşi görülmemiş bir baskı koyarak yaşıyoruz. | TED | نحن نعيش في كوكب يسوده البشر، الذين يمثلون ضغطاً غير مسبوق على أنظمة كوكب الأرض. |
15 skor eşi görülmemiş bir şey. | Open Subtitles | خمس وخمسين درجة أمر لا مثيل له |
Bu eşi görülmemiş bir zafer. | Open Subtitles | إنه إنتصار لم يسبق له مثيل |
Ön testler... Bu eşi görülmemiş bir şey. | Open Subtitles | هذا الشيء لم يسبق له مثيل |
21. yüzyılda bize eşi görülmemiş bir güç verecek güç evrensel bir medeniyet doğuracak bilimsel bilgi ve güven üzerine kurulu bir medeniyet ya da diğer tarafta; güç eşit olmayan şekilde dağılarak dünyada kaos ve anarşiye sebep olacak seçim bizim ; ve bu soruları tarşma zamanı geldi | Open Subtitles | سيمنحنا قوة لم يسبق لها مثيل في القرن الحادي والعشرون القوة على خلق حضارة كوكبية ،حضارة تعتمد على التطور والمعرفة العلمية والثقة |
Bu gelişigüzel planlanmış değişimin tam ortasında insanlık tarihinde eşi görülmemiş bir adım atılıyor Çin, çok eskilere dayanan doğayla uyum arzusunu koruyabilecek mi? | Open Subtitles | في وسط التغيير المتسارع، جرت في سرعة لم يسبق لها مثيل في التاريخ الإنساني، الصين تتمسك برغبتها القديمة للإنسجام مع الطبيعة؟ |
eşi görülmemiş bir cömertlikle--ve bu insanlarla ilgili çok şüpheci olmalısınız-- Eşi benzeri görülmemiş--ve bu kelimeyi çok dikkatli kullanıyorum--- Eşi benzeri görülmemiş bir cömertlikle, Zamanın hükümeti, bütün alacaklılara geri ödemek için yazılı bir anlaşma yaptı ve imzaladı. | TED | في تناسب لم يسبق لها مثيل من الكرم- ويجب عليك أن تكون مشكك للغاية حول هؤلاء الناس- في حال لم يسبق له مثيل، وأنا أستخدام تلك الكلمة بعناية — تناسب لم يسبق لها مثيل من الكرم، الحكومة اليوم وقعت، تعهد مكتوب، بتسديد جميع الدائنين. |
Az önce iki tane sinyal aldım. eşi görülmemiş bir genişleme var. - 40 metre kadar. | Open Subtitles | لقد تلقّيت إشارتين للتو والتوسّع غير مسبوق بقطر 40 متر |
Bu Rus uzay programı için eşi görülmemiş bir zafer. | Open Subtitles | إنه يوم انتصار غير مسبوق للبرنامج الوطني الروسي، |
Yıllardır ülkeme eşi görülmemiş bir bağlılıkla hizmet ettim ve sen de benim kıdem tazminatımsın. | Open Subtitles | لقد خدمتُ وطني لعقود بازدهار لا مثيل له |
Hayır, bu... eşi görülmemiş bir şey. | Open Subtitles | ولا أنا, أنه... أمر لا مثيل له. |