Yoksa yeni eşi için sizden ayrılacak olan adamın yanına mı? Benden ayrılmayacak. | Open Subtitles | سيدك، الشخص الذي تركك من أجل زوجته الجديدة؟ |
Bu kadar birbirine yakın bir yarışta hem de bir gün kalmışken, adam eşi için sayı kaydetti. | Open Subtitles | أنت تخوض سباقاً متعادلاً ولديك يوم واحد فقط وقد حقق هو قفزة كبيرة من أجل زوجته |
Koruma fonu müdürünün eşi için boktan bir yer. | Open Subtitles | هذه البلاعة المناسبة لزوجة مدير التمويلات |
İster başkanın eşi için olsun, ister sokaktaki orospu için. | Open Subtitles | -لا يهمنى إذا ما كان لزوجة الرئيس أو لعاهرة من الشارع |
Bizi birkaç kez dinlediğini söyledi, eşi için özel etkinliğe gelir miyiz sordu. | Open Subtitles | قال عنيدا وينظر لنا عدة مرات، و وسوف نفعل الخاصة تحديد القائمة لزوجته. |
Bu küveti ihtiyar adam eşi için yaptırmış fakat kadın kaçmış biliyorsunuz. | Open Subtitles | أتعلم، الأب قد بنى هذا الحوض لزوجته ولكنّها هربت |
Eminim haklısın. eşi için almamıştır. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك على حق لم يأخذها من أجل زوجته |
Garanti ederim ki başkan eşi için orada olacak. | Open Subtitles | ستضمنين بأن الرئيس سيظهر من أجل زوجته |
Elçinin eşi için fiyatları iki katına çıkartın. | Open Subtitles | ضاعفي مبلغ السلعة لزوجة السفير |
Ve bu da ölen askerin eşi için. | Open Subtitles | و مبلغ مثله لزوجة الجندي المتوفى |
Mullins, Eric Carter'ın eşi için telefon görüşmesini incelememi söylemişti. | Open Subtitles | طلب مني (مولينز) سحب مُحادثة هاتف خلوي لزوجة اريك كارتر |
Sör Edmund Hillary'nin eşi için iç çamaşırı almasında yanlış bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء خطأ في شراء السّير (إدموند هيلاري) الملابس الداخلية لزوجته |
Koca eşi için şükrediyor. | Open Subtitles | الزوج بركةٌ لزوجته |
Şah Cihan tarafından çok sevdiği eşi için yaptırılmıştı. Bunu eski eşime anlatışımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | بناه الشاه (جيهان) لزوجته المفضّلة، أذكر قول هذا لزوجي السابق |