"eczanede" - Traduction Turc en Arabe

    • الصيدلية
        
    • صيدلية
        
    • بالصيدلية
        
    • الصيدليّة
        
    • الصيدليات
        
    • صيدليات
        
    • صيدليّة
        
    • الصيدليةِ
        
    • الصيدليه
        
    Ve arada bir eczanede onu ziyarete gittiniz, değil mi? Open Subtitles و في بعض الأوقات قمت بزيارتها في الصيدلية ؟
    Bu o. Bana eczanede ilaç veren adam. Open Subtitles هذا هو، هذا هو الرجل الذي أعطاني الدواء في الصيدلية.
    Ya da eczanede etkili ilaçlardan kalmış olsaydı belki tedavi edebilirdik. Open Subtitles اذا كان لدينا اي ادوية ذات فعالية عالية تركت في الصيدلية , ربما
    Birisi de, Troina'daki bir eczanede görüldüğünü söyledi. Open Subtitles قال البعض أنهم شاهدوها في صيدلية في تورينا
    İlaç eczanede, hasta acilde. Open Subtitles الدواء بالصيدلية المريض مشلول في العناية المركزة
    eczanede aradıklarımızın olup olmadığını dahi bilmiyorum. Sadece gidelim, olur mu? Open Subtitles لا أعلمُ إن كانت الصيدليّة تحوي كلّ ما نحتاجُ إليه حتّى.
    Tüm günü eczanede geçirmiştin hani. Open Subtitles في ذلك اليوم , عندما أمضيت الوقت كله في الصيدلية
    Silah ateşlendi ve bir eczanede sivil vatandaş vuruldu. Open Subtitles تم إطلاق أعيرة نارية وتسببت في مقتل مدني في الصيدلية
    Silah ateşlendi ve bir eczanede sivil vatandaş vuruldu. Open Subtitles تم إطلاق أعيرة نارية وتسببت في مقتل مدني في الصيدلية
    eczanede birkaç müşteri vardı, içeri girdim. Open Subtitles بعض الزبائن كانوا في الصيدلية التي دخلتها
    eczanede iki kişiyi öldüren deli adam ile şu an burada oturan adam arasındaki farkı. Open Subtitles بين ذلك المجنون الذي كان في الصيدلية .. وقتل ذلكما الرجلين وبين الرجل الجالس .. أمامي الآن
    Seyahatinizden önce onunla eczanede karşılaştık. Open Subtitles لقد تقابلنا معه صدفةً في الصيدلية في اليوم السابق للحادثه
    Bir keresinde eczanede o adamla karşılaştım da. Open Subtitles قابلت ذلك الرجل ذات مرة، أيضاً. في الصيدلية.
    Geçen gün eczanede mahcup duruma düştüm. Open Subtitles تعلم, لقد تعرض للإحراج في الصيدلية في ذلك اليوم
    Bu yerel eczanede çekilmiş bir pasaport fotosu. Open Subtitles إنها صورة جواز سفر تم التقاطها في صيدلية.
    eczanede sana kart yazarken ben uydurdum. Open Subtitles أنا جعلته حتى عندما كنت أكتب بطاقتك في صيدلية.
    Amerika'nın her yerinde her eczanede satılıyordu. Open Subtitles مازال يباع في كل صيدلية من صيدليات امريكا.
    Ama dün eczanede olanlardan sonra bir şeyin farkına vardım. Tehlikeli olduklarını unutmuşum. Open Subtitles وبعد ذلك حدث ما حدث بالصيدلية بالأمس، وقد اتضح لي شيئاً أنني نسيت أنهم خطرون
    eczanede çalışan, kısa, saçları dökülmüş kadın. Open Subtitles انّها قصيرة ، و امرأة صلعاء في الصيدليّة .
    eczanede benim resmimi çekmişler ve bana Sudafed satmıyorlar. Open Subtitles لقد علقوا صوري في الصيدليات الخافرة وانهم لن يبيعوا لي العقار بعد الان.
    150 kilometrelik alanda sadece üç eczanede var. Ve ilacı alan sadece tek bir hasta var. Open Subtitles هناك 3 صيدليات تمتلكه في نطاق مئة ميل، و مريض واحد فقط يتناوله.
    eczanede tezgahın arkasında çok hoş bir bayan vardı. Open Subtitles وكان هناك طبيبة صيدليّة حسناء للغاية خلف مكتب الدفع حسناء للغاية!
    - eczanede tam karşımda duruyordu. - Seni endişelendirmekten başka bir işe yaramaz. Open Subtitles كَانَ يُحدّقُ فيا في الصيدليةِ و دة قلقك
    Zeytini almadan önce, eczanede durabilir miyiz? Open Subtitles قبل أن نشتري الزيتون هل يمكننا أن توقف عند الصيدليه ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus