SP: Fakat akıl bizim iyi, edepli veya ahlaki yönlere gitmemize yol açabilir mi? | TED | ستيف: لكن هل بإمكان المنطق أن يقودنا إلى وجهات جيدة أو محترمة أو أخلاقية؟ |
edepli hiçbir kadının ilişki kuracağı türden bir adam değil o. | Open Subtitles | إنه هذا النوع من الرجال الذي لا تقبل سيدة محترمة الارتباط به |
Bunlarla hoşnut değilsen eğer ki dostum, en azından kızımdan ellerini uzak tutarak edepli ol. | Open Subtitles | وإذا كنت غير راض بذلك ، يا صديقي على الأقل امتلك الحشمة للحفاظ على قفازاتك بعيدا عن ابنتي |
Kızlar, hayatı çok edepli bir şekilde yaşamalı. | Open Subtitles | يجب أن تعود الفتاة إلى حياة الحشمة |
Duyduğumda neredeyse silahı kafasına ben dayayacaktım ama Claire'i tanıdık ve kendisi edepli bir kadın. | Open Subtitles | شارفت على وضع مسدس برأسه عندما عرفت ولكننا تعرفنا على كلير انها أمرأه محترمه |
Temiz, edepli ve mütevazı bir kız olduğuna inanmıştım. | Open Subtitles | أؤمن بها كونها نظيفه، محترمه و متواضعه. |
İçeri giriyoruz. edepli olsanız iyi olur. | Open Subtitles | سندخل من المفترض أن تكوني محتشمة |
Evet, ne kadar edepli olduğunu bilirim. | Open Subtitles | أجل, أعرف كم أنتِ محتشمة |
Biraz edepli olan, Kızılderili eşine dönüştürmelerinden önce kendini öldürürdü. | Open Subtitles | وأي سيدة محترمة كانت لتقتل نفسها قبل أن تدعهم يحولونها إلى إمرأة هندية |
Hepsinin düşüncesi her edepli kadın Apaçi eşi olarak yaşamaktansa ölmeyi tercih eder. | Open Subtitles | جميعهم يظنون أن أي إمرأة محترمة تفضل الموت عن العيش كإمرأة لواحد من الأباشي |
Eğer bir kadın, kilisenin işaret etiği gibi, çocuk sahibi olup edepli bir hayat sürerse, | Open Subtitles | إذا المرأة , كما تأمر الكنيسة سيكون لديها أطفال وحياة محترمة |
Sizin gibi edepli kızlar öyle çocuklarla çıkmaz! | Open Subtitles | فتاة محترمة مثلك لا تذهب مع أولاد كهؤلاء |
- Ben o kadar edepli değilim sanırım. - Bağırma. | Open Subtitles | -أنا لست محترمة لهذه الدرجة على ما أعتقد |
edepli olmak lazım. | Open Subtitles | يجب أن تتحلى ببعض الحشمة. |