Sanırım fark edilmek için bağırmak zorunda kalmaya alışmışım. | Open Subtitles | أعتقد انني أعتدت أن عليّ الصراخ ليتم ملاحظتي |
Kabul edilmek için o kadar uğraştıktan sonra mı? | Open Subtitles | بعد كل ما عانيناه ليتم قبولنا؟ |
- İdam edilmek için kendi kendine Karanlık tarafa teslim olmasını bekliyorsan boşa zaman harcıyorsun. | Open Subtitles | -دايسون " سيسلم نفسه للأشرار ليتم أعدامه " |
Ama fark edilmek için yeteri kadar değil. | Open Subtitles | ولكن ليس كافيًا لجذب الإنتباه |
Ama fark edilmek için yeteri kadar değil. | Open Subtitles | ولكن ليس كافيًا لجذب الإنتباه |
Oh, o öncülerin tecrit edilmek için biraz dürtülmesi gerekti tabi. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلك الأساطير ليس لها أساس من الصحة |
Biz -- (Kahkahalar) biz evde biraz takdir edilmek için savaşanlarız. | TED | نحن.. (ضحك) من نحارب بشراسة ليتم الاعتراف بنا في المنزل. |
Jorge'nin Yeri'ne davet edilmek için epey özel bir kadın olmak gerekiyor. | Open Subtitles | الأمر يتكلف امرأة مميزة ليتم دعوتها لـ(تشير خورخيه) |
Timbuktu sert ve hırslı insanların yaşadığı, çocukların üniversiteye kabul edilmek için köpek gibi dalaştığı devasa bir şehir. | Open Subtitles | (تيمباكتو) مدينة عملاقة مع أشخاص عُدوانيين وطموحين حيث يتقاتل الفتية كالكلاب ليتم قبولهم في الجامعة |
Oh, o öncülerin tecrit edilmek için biraz dürtülmesi gerekti tabi. | Open Subtitles | تلك الأساطير ليس لها أساس من الصحة |