Tabiri caizse hayata pamuk ipiyle bağlıydık ve bıçağın sırtında devam ediyorduk yola. | TED | كنا متشبثين بأرواحنا وحياتنا بمعنى الكلمة وكنا نفعل ذلك ونحن على حافة الخطر. |
David ve ben ikinci bir çocuk yapmaktan söz ediyorduk. | Open Subtitles | و ديفيد و أنا كنا نتحدث عن إنجاب طفل أخر |
Jess'le, koç Joe'den ikimiz de hoşlandığımız için kavga ediyorduk. | Open Subtitles | أنا و جيس كنا متخاصمتان لأننا الاثنتين معجبتين بالمدرب جو |
Hep kavga ediyorduk ve bu da onun için iyi değildi. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد كنّا نتشاجر دومًا، أعني، ذلك لم يكن جيّدًا له. |
Tam anlamıyla kavga ediyorduk, daha sonra gidip bir şeyler yemeye karar vermiştik. | Open Subtitles | كنّا بالحقيقة نتجادل و نقرر لإحضار شيء ما لأكلة |
Merak ediyorduk da, Bliss ortalarda yok. Nerede olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | كنا نتساءل، لا يوجد أثر لبليس، هل تعرف أين هي ؟ |
Annen ve ben bu konusmanin ne zaman olacagini merak ediyorduk. | Open Subtitles | كنا نتسائل أنا و والدتك عن متى سنخوض في ذلك الحديث |
Bu yüzden, merak ediyorduk da son dilekçemizi imzalar mıydın? | Open Subtitles | لذا، كنا نتساءل إذا كنت تودُ التوقيع على أحدث عرائضنا |
Gitmeden önce kutlama için biraz kalırsınız.... ...diye umut ediyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل ان تأتي لـ احتفال صغير قبل ان تذهب |
Konunun Batı Nil Davası hakkında olup olmadığını merak ediyorduk. | Open Subtitles | كنا نفكر إن كان للأمر علاقة بقضية فيروس غرب النيل |
Sanki ne kadar derin hisler beslediğimizi birbirimize söylemekten korktuğumuz için kavga ediyorduk. | Open Subtitles | إنه وكأننا نتقاتل لأننا كنا نخشى معرفة الشخص الأخر كيف كان عمق شعورنا |
Takımla birlikte bir şey üzerinde çalışmakla ilgilenir misin diye merak ediyorduk. | Open Subtitles | كنا نتساءل إن كنتِ مهتمة في العمل على مشروع ما مع فريق |
Yıllardır, sadece hastalara yapay uzuvlar temin ediyorduk. | TED | كنا لعدة سنوات فقط نزودهم بأطراف اصطناعية. |
Neyse ki biz çoktan aksi yöne doğru hareket ediyorduk. | TED | لحسن الحظ، كنا نسير بالفعل في الاتجاه المعاكس. |
Ve biz her parmağımızı çapraz yapıp, balonun bir arada durması için dua ediyorduk ve çok şükür durdu. | TED | و كنا ندعو الله بكل كياننا, أن يتماسك المنطاد و الذى من حسن الحظ ما قد حدث. |
Ayrıca evin dijital emisyonlarının internet servis sağlayıcısı için nasıl göründüğünü de merak ediyorduk. | TED | لكن كنا أيضاً مهتمّين بفهم كيف تبدو انبعاثات المنزل الرقميّة لمزوّدي خدمة الإنترنت. |
Sohbet ediyorduk, hoş ve iyiydi, Twitter'ı kontrol etmeye karar verdim. | TED | كنا نتجاذب أطراف الحديث وكان لطيفا وجيدا، فقررت إلقاء نظرة على تويتر. |
Bizde o kız olup olamayacağını merak ediyorduk. | Open Subtitles | نحن كنّا نتسائل إذا يمكنك أن تكون تلك البنت. |
Burada durmuş muhabbet ediyorduk ve bir anda ortaya çıkıp etrafı taramaya başladı. | Open Subtitles | لقد كنّا نقف هنا ونتحدّث، ثم فجأةً، بدأت بإطلاق النار على المكان |
Ama hastayı başka bir teste gönderdin mi diye merak ediyorduk. | Open Subtitles | لكنّنا كنّا نتساءل فيما إذا كنتَ قد أرسلتَ المريض لإجراء فحوصاتٍ إضافية |
Biz de sizin ne kadar yumuşadığınızdan söz ediyorduk efendim. | Open Subtitles | سيدي، نحن كُنّا فقط نعلق على كَمْ أنت يانع |
Biz de belki bu konuda bize yardım edersiniz diye umut ediyorduk. | Open Subtitles | حسناً,كُنا نأمل بأنك رُبما قد تُساعديننا بهذا الخصوص |