Korkarım ki bu durum Efendinizin benimkinin dostluğunu kaybetmesine yol açabilir. | Open Subtitles | وأخشى أنه قد يفقد سيدك صداقته مع سيدي الآن ، أنا جائع |
Efendinizin, Fransızlar'la ayrı bir antlaşma imzaladığı kulağıma çalınıyor. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن سيدك وقع معاهدة منفصلة مع الفرنسيين |
Efendinizin dün istediği frankların ne olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هلا أخبرتني سيد (ألتون) ماذا حل بالفرنكات الفرنسية التي طلبها سيدك بالأمس؟ |
Şimdi, sen ve kendini beğenmiş arkadaşın isterseniz işi kovalıyabilirsiniz ama... Efendinizin orada bulunması lazım... | Open Subtitles | انت و صديقك يمكنكم التخلف عن هذا لو اردتم و لكن سيدكم يجب ان يحضر شخصياً |
Bildiğimiz bir şey var ki o da eski Efendinizin Nottingham'da sergilemiş olduğu hareketlerle, aranızdaki bazı hayalperestler böyle sansa da bir özgürlük dalgası yaratmadığı gerçeği. | Open Subtitles | لكن ما نعرفه (أعمالة فى (نوتينغهام , سيدكم السابق , لم يعد نفس الشخص الرومانسى كما اعتقد بعضكم |
Efendinizin rakibi Solonius'un, kötü eğitimli adamlarına karşı dövüştü. | Open Subtitles | هو قاتل ضد رجال (سولونيس) الغير مدربين لأحد منافسي سيدكم |
Bu çocuğun Efendinizin vesayetinde olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا جائزة من سيدك |
- Efendinizin huzurundasınız. | Open Subtitles | إنّكم في حضرة سيدكم. |