İkincisi: Birçok yazar, Uber'den, Airbnb'den, TaskRabitt'den, Lyft'den ve benzerlerinden paylaşım ekonomisinin parçası olarak bahsediyor. | TED | ثانياً: يتحدث الكثير من الكتّاب عن تطبيق أوبر وموقع أير بي إن بي وتاسك رابت وليفت وغيرها كنوع من الإقتصاد المشترك. |
Yabancı yatırım, hükümet yardımı olmadan gerçekleşen bir şey bu, ve aslında, bütün engellere rağmen, Nijerya ekonomisinin en zor anlarından birinde gerçekleşti. | TED | إنه أمر يحدث بدون الإعتماد على الإستثمار الأجنبي. بدون الدعم الحكومي . وتحديدا يحدث برغم كل الصعوبات. في أكثر اوقات الإقتصاد النيجيري صعوبة |
Amerika ekonomisinin, herhangi bir ekonominin büyümesi, yenilikçi olabilmesi için nüfusun yarısını göz ardı edemeyiz. | TED | في سبيل أن يكون الاقتصاد الأمريكي، أي اقتصاد ناميا، ولكي نبدع حقا، لا يمكننا تجاوز نصف سكاننا. |
Bu ışıklar Tokyo'danNagoya boyunca Osaka'ya uzanır ve 80 milyon insanı ve Japon ekonomisinin büyük bir kısmını kapsar. | TED | هذا الشريط المستمر للضوء من طوكيو عن طريق ناغويا الى أوساكا يحتوي على أكثر من 80 مليون شخص وأغلبية الاقتصاد الياباني. |
Bu, bugünki tüm A.B.D ekonomisinin büyüklüğüne eşit. | TED | هذا هو حجم اقتصاد الولايات المتحدة بأكملها اليوم. |
Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin liderleri istihbarat ve güvenlik şefleri ile birlikte tek bir çatı altında olacak. | Open Subtitles | رؤساء أكبر 20 إقتصاد في العالم مجتمعون معًا في مكان واحد مع إستخباراتهم التي لايستهان بها وقادة ألأجهزة الأمنية |
- Amerikan ekonomisinin kalbinde bir çatışma oluyor ve sizin bundan haberiniz olmuyor öyle mi? | Open Subtitles | إطلاق نار تحت سقف القلب النابض للاقتصاد الأمريكي، ولا تعلمين أي شيء عنه؟ |
bu teorik olarak ABD ekonomisinin iflası anlamına gelir bunun dünyaya yansıması çok büyük çapta olur. | Open Subtitles | هذا من الناحية النظرية يعني افلاسا كاملا لاقتصاد الولايات المتحدة وآثارهبالنسبةللعالمهائلة. |
Sovyet ekonomisinin ihtiyaçlarını karşılamak için ağır sanayi güçlendirilmişti. | Open Subtitles | نهضوا بالصناعات الثقيلة لتلبي حاجات الإقتصاد السوفيتي |
Kendini idame eden ekonomiyi bırak Amerika ekonomisinin bile nasıl işlediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَفْهمُ كَيف الإقتصاد الأمريكي يَعْملُ، البعض أقل بكثير من نوع واحد مكتف ذاتياً. |
Rüşvet ve şantaj sayesinde yeni Rus ekonomisinin en zenginlerinden birisi oldu. | Open Subtitles | أصبح من أغنى الرجال في الإقتصاد الروسي الجديد بسبب الرشوة والإبتزاز |
ABD ekonomisinin geleceğini yaratanlar buradaki gibi bir grup insan. | TED | إنها مجموعات مثل التى هنا فى هذه الغرفة التى تولد مستقبل الإقتصاد الأمريكى . |
Bu mekanizmalar, mahkumları adam etmenin harika bir yolu olarak görüldü. Değirmenlere güç sağlanması, Napolyon Savaşları’ndan dolayı daralan İngiliz ekonomisinin yeniden inşa edilmesine de fayda sağladı. | TED | كانت هذه الأجهزة تعتبر وسيلة رائعة لتهذيب السجناء، كما أن فائدتها الإضافية المتمثلة في تزويد المطاحن بالطاقة، ساعدت في إعادة بناء الاقتصاد البريطاني الذي دمرته الحروب النابليونية. |
Platform ekonomisinin alıcıları ve satıcıları birleştirmesi iyi bir yatırım olabilir ve bunu son birkaç haftada gördük. | TED | مجال الاقتصاد الذي يصل المشترين بالبائعين يمكن أن يكون استثمارًا رائعًا، وقد رأينا هذا في الأسابيع القليلة الماضية. |
Ve önümüzdeki birkaç yıl boyunca korumacı olacak herhangi bir ülke gelişen dünya ekonomisinin meyvelerini toplamaktan kendini mahrum bırakacaktır. | TED | و ان اي دولة تُصبح حمائية على مدى السنوات القادمة بالتالي ستحرم نفسها مما سيجلبه النمو في الاقتصاد العالمي من منافع. |
Yani Kuznets'in raporu onlara ABD ekonomisinin ne ürettiğiyle ilgili her yıl güncellenen güvenilir bir veri sağladı. | TED | لذلك ما قدمه لهم تقرير كوزنيتس كان بمثابة بيانات موثقة عن ما كان ينتج اقتصاد أمريكا، محدثةً عامًا بعام. |
Japon ekonomisinin balon döneminde emlak yatırımı için çok ağır borçlandı. | TED | لقد اقترضت بشكل كبير جدا خلال فترة اقتصاد الفقاعة الياباني، للاستثمار في القطاع العقاري. |
Ancak, burada bir sorun var, piyasa ekonomisinin işlemesi için eşitsiz gelir dağılımı gerekir. | TED | لكن هناك مشكل في هذا، هو أن إقتصاد السوق يحتاج للفارق في الدخل ليعمل. |
Bu bir ulusdevleti olsaydı, dünya ekonomisinin sekizinci en büyük ekonomisine sahip olurdu. | Open Subtitles | إذاكانتملكيةدولة، كان سيصل ترتيبها لثامن أكبر إقتصاد في العالم. |
Ve aynı grafik, 2050 yılı için, Çin ekonomisinin Amerikan ekonomisinden iki kat büyük olacağını, ve Hint ekonomisinin de Amerikan ekonomisi büyüklüğüne ulaşacağını gösteriyor. | TED | وان نظرتم الى التمثيل البياني لعام 2050 سوف ترون انه يظهر ان الاقتصاد الصيني سوف يصبح ضعف حجم الاقتصاد الامريكي والاقتصاد الهندي مقارباً للاقتصاد الامريكي على نحو واضح |
Abbudin bin yıldır dünya ekonomisinin dönüm noktasında olmakla kalmayıp Abbudin'i yuvası bilen insanların kadim kültürüne de ev sahipliği yapıyor. | Open Subtitles | لذا ليس فقط أن (عبودين) كانت مفترق طرق لاقتصاد العالم لآلاف السنين بل أيضا المصدر لثقافة عريقة يتقاسمها كلٌّ منا من يدعو (عبودين) وطنه |
Ben sadece serbest-piyasa ekonomisinin bir kölesiyim. | Open Subtitles | أنا عبد للإقتصاد الحرّ |