Ve orada otururken, onun odasında, onu izlerken, onu bir televizyon ekranından izlemiyorsunuz, onu bir pencereden izlemiyorsunuz, orada onunla oturuyorsunuz. | TED | وعندما تراها جالسة هكذا في غرفتها، أنت لا تراها ضمن شاشة التلفاز لا تراها من خلال نافذة، أنت تجلس معها حقيقة |
Ve oralarda bir şeyler varsa buradaki radar ekranından onu göreceğiz. | Open Subtitles | و إن كان يوجد شيء هناك، سنراه على شاشة الردار هنا. |
O, verileri televizyon ekranından alıyor. | Open Subtitles | إنّه فتى يستقبل بيانات رقميّة من شاشة تلفاز |
Sanki bilgisayar ekranından atlamış gibisin sanki gerçek değil gibi. | Open Subtitles | يبدو الأمر وكأنك قفزتي من شاشة الحاسوب او شيء غير حقيقي. |
Kablosuz internet alanındayken hayatı bilgisiyar ekranından izliyormuş hissine sahip olma eğilimimizi geliştiren bir panzehir. | TED | ترياق لميلنا المتزايد نحو الشعور بأننا يمكننا حقًا خوض تجربة الحياة بمشاهدتها على شاشة الحاسوب، أعني عندما نكون في منطقة بها شبكة واي فاي |
O, verileri televizyon ekranından alıyor. | Open Subtitles | هو يَستلمُ بياناتَ رقميَّةَ مِنْ a شاشة تلفزيونِ. |
Ev ekranından kaybolmuştu, nasıl olduysa silmişim. | Open Subtitles | الأيقونة من شاشة البدأ لقد مسحتها بطريقة ما. -أجل مُسِحت بالخطأ |
Ancak robotik cerrahi bir şeyi daha tanıttı: Cerrah, işlemi yapabilmek için hastanın yanıbaşında durmak zorunda değil, bilgisayar ekranından izleyerek robota talimatlar verebilir. | TED | ولكن أيضًا أضافت الجراحة الآلية شيئا أخر للعملية الجراحية الفكرة بأن الجرّاح ليس بالضرورة أن يتواجد بجوار سرير المريض أثناء إجراء الجراحة، فبإمكانه فقط النظر من خلال شاشة وتوجيه الإنسان الآلي من خلال الحاسوب. |
Önemli haber, arkadaşlarım. Direkt video ekranından izleyebilirsiniz. | Open Subtitles | مباشر إلى شاشة الفيديو |
Keşke televizyonun ekranından elinizi uzatıp bir saniye için Joan'ın cildine dokunabilseniz. | Open Subtitles | من شاشة تلفازكم ، ولمس بشرة (جون) لثواني فقط |