Lanet olsun o mavi elbisenin içinde çok iyiydi. On numara. | Open Subtitles | اللعنة, لقد كانت جميلة بذلك الرداء الازرق |
Bu arada dün akşamki elbisenin içinde iyi görünüyordun. | Open Subtitles | بالمناسبة، بدوتِ رائعة بذلك الرداء ليلة البارحة |
Annemin bana dansla ilgili öğrettiği ilk şey elbisenin içinde nasıl hareket edeceğimdi. | Open Subtitles | أوّل أمر علّمتني إيّاه والدتي عن الرقص... يجب أنْ تتقني التحرّك في فستان... |
Bu düğüne gitmem lazım ve de prenses gibi olmam gerekiyor bu boktan nedime elbisenin içinde. | Open Subtitles | عليّ أن أّذهب إلى حفل الزفاف هذا وأبدو كالأميرة الجميلة... في فستان الأشبينة السخيف هذا. |
Maçtan sonraki partide sırtı açık elbisenin içinde çok hoş göründüğün için sana söz yüzüğü veren futbol takımının kaptanını mı yaptın? | Open Subtitles | كابتن فريق كرة القدم لانه اعطاك "خاتم الوعد"الخاص به وأنت تبدو جميلاً جداً في فستان العوده المفتوح من الخلف الخاص بك؟ |