"elde ediyorsunuz" - Traduction Turc en Arabe

    • تحصل على
        
    • تحصلون على
        
    Sonra telefonunuzun tıpatıp benzeri 3 boyutlu bir taklidini elde ediyorsunuz. Open Subtitles و ثم تحصل على ثلاثي الابعاد طبق الاصل دقيق على هاتفك
    Yani, tavukta bir tümör elde ediyorsunuz, embriyoda etmiyorsunuz, ayrıştırıp bir kaba koyuyorsunuz ve başka bir tümör elde ediyorsunuz. TED لذا، في الدجاج حصلنا على ورم، وفي الريش لا، تقوم بالفصل، تضعه في صحن، تحصل على ورم آخر
    Yani, şeffaflığı ölçüp yaratarak daimi bir gelişim döngüsü elde ediyorsunuz. Bu slayt da bunu gösteriyor. TED لذلك، بواسطة القياس والشفافية، سوف تحصل على دائرة التحسين المستمر، الذي تعرضه هذه الشريحة.
    Bu sıradan hardal otunu bir şekilde değiştirirseniz, brokoli elde ediyorsunuz. TED حبة الخردل البسيطة هذه قد تم تعديلها بحيث اذا قمت بتغييرها بطريقة معينة سوف تحصل على البروكلي
    Her bir su damlasında, bunlardan 50 milyar tane elde ediyorsunuz. TED في كل قطرة ماء تحصلون على 50 مليار من تلك الأشياء.
    Eğer üçüncü bir yolla değiştirirseniz, karnabahar elde ediyorsunuz. TED و إن غيرتها بطريقة ثالثة سوف تحصل على القرنبيط
    Biraz daha yaklaşınca, farklı bir bakış açısı elde ediyorsunuz TED وإذا اقتربت أكثر، فإنك تحصل على منظور مختلف
    Aralarında etkileşim var. Ve, bildiğiniz gibi, müthiş şeyler elde ediyorsunuz. TED هناك لعب داخلي بينهم. وكما تعلمون، تحصل على أشياء رائعة.
    Yaklaşık 45 dakika sonra, gayet karmaşık projeler elde ediyorsunuz. Renklerine göre dizilen yapraklar gibi. Böylece bir renk dizisi elde ediyorsunuz; tıpkı bir çelenk gibi bir çember haline sokulmuş vaziyette. TED و بعد ما يقارب 45 دقيقة، تتحصل على مشاريع معقدة بالفعل مثل اوراق منظمة بالمسح، حتى تحصل على لون متلاشي و تضعه في دائرة كإكليل.
    Bunlardan birçoğunu bir araya getirdiğinizde, modern bilgisayarın ana parçasını elde ediyorsunuz. Aritmetik ünitesi, işlemci, hafıza, kayıt ortamı, girdiler ve çıktılar. TED وبجمع العديد منها معا تحصل على أساسيات الحاسبات الحديثة وحدة الحساب، التحكم المركزي، الذاكرة وسط التسجيل، والإدخال والإخراج
    İspanya Valencia'da bir ev projesinde, birbiriyle kaynaşmış değişik kuleler yapıyoruz, paylaşımlı kıvrımlarla tek bir kütle elde ediyorsunuz, aynı tek bir monolit yapı gibi, fakat aynı zamanda münferit elemanlara ayrılıyor. TED في مشروع سكني نقوم به في فالنسيا ، اسبانيا ، انصهرت فيه مختلف الأبراج السكنية معا في منحنيات مشتركة بحيث تحصل على كتلة واحدة ، وكأنه نوع من حجر المونوليث الضخم ، لكنه يتقسم في العناصر الفردية.
    Salgının yayılabileceği insan sayısı zaman ilerledikçe azalıyor ve eğrinin sondaki düz kısmına ulaşıyorsunuz. ve toplamda da bu S biçimli eğriyi elde ediyorsunuz. TED و يكون هنالك أشخاص أقل و أقل لازالوا متاحين لإحتمال إصابتهم بالعدوى ثم تحصل على إستقرار للمنحنى ثم بعد ذلك تحصل على الشكل السيني التقليدي
    Nedeni imalat sırasında X ve O için yirmi renk çıkarabilmemiz, bu zaten bilgisayarın ismi ve bunları imalat alanında karıştırarak, yirmi çarpı yirmi: 400 farklı seçenek elde ediyorsunuz. TED حيث قمنا في طور التصنيع بتثبيت، عشرون لون لكل من " X و O " وهو اسم الكمبيوتر، وبدمجمهم خلال مرحلة التصنيع، وعند ضرب 20 × 20 تحصل على 400 خيار من الالوان.
    Ve bu şeklin sebebi ilk başlarda, bir veya iki kişi diyelim, etkileniyor veya bulaşıyor sonra bunlar iki kişiyi etkiliyor veya onlara bulaştırıyor onlar da dört, sekiz, 16 kişiyi vs. Ve eğrinin salgın büyüme kısmını elde ediyorsunuz. TED و السبب في هذا الشكل هو أنه في البداية دعنا نقول أن شخص أو شخصين هم متأثرون ، أو مصابون بالشيء و من ثم أثروا أو أصابوا شخصين الذين بدورهما يؤثران على أربعة ، ثمانية ، ستة عشر و هكذا دواليك و بذلك تحصل على مرحلة نمو الوباء للمنحنى
    Bunları birleştirdiğinizdeyse şöyle bir görüntü elde ediyorsunuz, eğer üzerinde hiç buz olmasaydı Antartika kıtası böyle gözükecekti. TED وعندما تجمعونها معاً تحصلون على صورة كهذه، للشكل الذي ستكون عليه قارة القطب الجنوبي دون كل ذلك الجليد في الأعلى.
    Ve siz bunu düşünürken şu oluyor: Yeni şeyler oluşturmak için daha fazla karmaşıklık ve daha fazla madde elde ediyorsunuz. TED ومن خلال تفكيركم بهذا، تحصلون على تعقيد أكثر وأكثر، مواد أكثر فأكثر لبناء أشياء أحدث.
    Yani bunun gibi birşeyi alıyorsunuz, yakıyorsunuz, basınç altında bırakıyorsunuz, ve belki bunu elde ediyorsunuz. Gerçi yine altını çiziyorum. TED إذاً تأخذون شيئا كهذا، تقومون بحرقها، تضعونها تحت الضغط، ومن المحتمل أنكم، تحصلون على هذا. ومع أنه، مجددا، أشدد: لا نعرف.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus