| Ya da Brooke elektriği kesti ve ikimizi öldürmek için geldi. | Open Subtitles | او ربما "بروك" .. قطعت الكهرباء وهي قادمة لقتلنا نحن الاثنين |
| Polis elektriği kesti. Elektrik yoksa, bilgisayar da yok bilgisayar yoksa, bunun bir anlamı da yok. | Open Subtitles | الشرطة قطعت الكهرباء لا كهرباء, لا حاسب |
| Bu tüneller katilin etrafta nasıl dolaştığını da anlatıyor. Kaçırdı, öldürdü ve elektriği kesti. | Open Subtitles | فيقوم بالخطف و القتل و فصل الكهرباء من دون أن يراه أو يسمعه أحد |
| Birisi elektriği kesti. | Open Subtitles | أحدُهم فصل الكهرباء. |
| elektriği kesti. | Open Subtitles | لقد قطع الكهرباء |
| Birileri elektriği kesti. | Open Subtitles | احدهم قطع الكهرباء |
| Biri elektriği kesti. | Open Subtitles | ـ أحدهم قطع الكهرباء |