| Mesela şu an elinde bir silah olduğunu farz edelim. | Open Subtitles | مثل .. افترض الان ان معك سلاحاً الان في يدك |
| Dün gece sen yerde uzanırken elinde bir çeşit kamçı gördüm. | Open Subtitles | رأيتك البارحة مستلقيًا على الأرض. ومعك سوط في يدك. |
| Bir şey daha var. Sol elinde bir yıldız dövmesi varmış. | Open Subtitles | هناك أمر آخر، لديه وشم على شكل نِجمة في يده اليسرى. |
| Sol elinde bir bıçak, sağ avucunda bir kese vardı. | Open Subtitles | كان يحمل سكيناً في يده اليسرى ومحفظة في يده اليمنى |
| elinde bir matkapla, kendi evinde, kilitli bir şekilde. | Open Subtitles | في شقتها المغلقة , كما تعلمين . مثقاب في يدها |
| Bir elinde bir sürahi şarap, diğer elinde güzel bir kadın. | Open Subtitles | إبريقٌ من النبيذ في يدٍ.. وإمرأةٌ جميلةٌ في اليد الأخرى |
| Herkes elinde bir gizem kitabıyla doğmuyor, Velma. | Open Subtitles | ليس كل شخص يولد مع كتاب غامض فى يده ,فيلنا |
| elinde bir pretzel vardı. | Open Subtitles | ومعه كعكة مالحة. |
| Son hatırladığım şey Marcus elinde bir şırıngayla bana yaklaşıyordu. | Open Subtitles | أخر شيئ تدكره ماركوس كان قادم نحوي و معه حقنة |
| Tahminim o gün elinde bir kafa vardı. | Open Subtitles | و تخميني في ذلك اليوم كنت تحمل رأساً في يدك |
| Yanında bir asker ve elinde bir silahla savaşa gitmek, felaket bir durum ve bir tek söze sadık kalırsın...eğer düşersen geride kimseyi bırakmayacaksın. | Open Subtitles | إنه لأمر رهيب أن تذهب للحرب وليس لديك إلا سلاح في يدك وجندي بجوارك ووعد واحد تتعلق به |
| Sen bugün elinde bir hediye ile gelmiştin ofisime. | Open Subtitles | في وقت مبكر في الصباح أنت تأتي إلى مكتبي ولديك هدية في يدك |
| elinde bir hançer vardı ve uyuyan kıza yaklaşıyordu. | Open Subtitles | كان لديه خنجر في يده ..و كانيقتربببطء منالفتاة. التي كانت نائمة. |
| Adam kilitli bir odada bulunmuş elinde bir tabancayla, yanında ameliyat olması gerektiğini gösteren kağıtlarla. | Open Subtitles | لقد وجدوه في غرفة مقفلة مسدس في يده أوراق أمامه تشير لأنه يحتاج لجراحة |
| "İntihar" dediğim, odasında yalnızdı, ve elinde bir silah vardı. | Open Subtitles | و عندما أقول انتحار . فإنه كان وحيداً في غرفته و تم العثور على مسدس في يده |
| Ha-hayır,orada arkada elinde bir sandviçle ayakta duruyordu. | Open Subtitles | كانت واقفه هناك ممسكه بشطيره في يدها |
| sağ elinde bir melek, hatırladın mı? | Open Subtitles | على شكل ملاك في يدها اليمنى, أتذكرين؟ |
| Bir elinde bir şişe viski, diğer elinde aranıyor ilanı. | Open Subtitles | زجاجة ويسكي في يده وصورته في اليد الآخرى |
| Kötü saçlı pişkin bir çocuk ofisime elinde bir el ilanıyla girdi. | Open Subtitles | هذا الطفل بقصة الشعر السيئة و بمُلصق إعلانى فى يده قد دخل إلى النادى |
| elinde bir pretzel vardı. | Open Subtitles | ومعه كعكة مالحة. |
| Dünkü facia yüzünden Darren kovuldu, ...sonra bizi tehdit etmek için elinde bir silah, geri geldi. | Open Subtitles | بسبب أخطاء البارحة دارين" قد طرد" ثم هدد أن يعود و معه بندقية |
| Tahminen elinde bir silah tutuyor. | Open Subtitles | و كما ترون الان فقد اصبح مصير دورة الالعاب مهددا بخطر السلاح |
| Ama elinde bir afiş olduğunu. | Open Subtitles | لكن هناك إعلان في يدّها |
| elinde bir şey var mı? | Open Subtitles | لم تصل لاي شيء ؟ |