Bunlar elma ağacı değil ki. Çocukken elma ağacı görmüştüm. | Open Subtitles | . تلك ليست شجيرات تفاح لقد رأيتُ شجرة تفاح حينما كنتُ طفلاً |
Bu şekilde sormak yerine bir elma ağacı çizdim. | TED | فقد رسمت شجرة تفاح بدلاً من ذلك |
Arka bahçesinde yabani bir elma ağacı vardı. | Open Subtitles | لقد كان لديه شجرة تفاح في باحته الخلفية |
elma ağacı yaşamı betimliyor. Ayçiçekleri de Tanrı'ya hürmet ediyor. | Open Subtitles | شجرة التفاح تٌمثّل الحياة عبّاد الشمس يقف للتقوى |
Yer çekimi, Newton, elma ağacı. Tekrar yap. | Open Subtitles | الجاذبية، نيوتن، شجرة التفاح افعلها ثانية |
Bu bir elma ağacı. Ama ne tür olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | هذه شجرة تفاح, ولكني لا أعلم مانوعها |
Birkaç yıl içinde, burada belki bir elma ağacı olur. | Open Subtitles | ربما خلال عدة سنوات ستنمو شجرة تفاح هنا |
Central Park'ta aynı senin ofisinin oradakine benzeyen bir elma ağacı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ شجرة تفاح في "سنترال بارك" تُطابق تلك الموجودة بجانب مكتبك |
Vadide elma ağacı gördüğümü sanmıştım. | Open Subtitles | توقعت أنّي رأيت شجرة تفاح في الوادي. |
Bir elma ağacı var ama. | Open Subtitles | هنا شجرة تفاح واحدة |
Amblemi çiçek açan elma ağacı. | Open Subtitles | شعارها شجرة تفاح مزهرة |
elma ağacı gibi. | Open Subtitles | -كأنها شجرة تفاح. |
Dur işaretinde sağa çekeceğim bahçesinde elma ağacı olan sarı evin oradan sola dönüp sonra okul bölgesi olduğu için 40 km ile devam edeceğim. | Open Subtitles | أنعطف يمينا على إشارة التوقف ويسارا عند المنزل الأصفر ذو شجرة التفاح في الفناء ثم أخفض السرعة إلى 25 ميل في الساعة |
Gördüğünüz gibi, elma ağacı boş. | TED | إذن كما ترون، شجرة التفاح فارغة. |
# İşte sana eski elma ağacı # | Open Subtitles | {\cH00FFFF}ها هي شجرة التفاح القديمة |