en çok da birbirimize. | Open Subtitles | الأهم من ذلك كله، نحن بحاجة لبعضنا البعض. |
Çünkü müsait değildim, çünkü bu söylemenin bir yolunu bulamadım ve en çok da, bu konuda strese girmek istemedim. | Open Subtitles | لأني لم أجد طريقة لمصارحتها بالموضوع و الأهم من ذلك كله حيث لا أستطيع التعبير عن أهمية هذه النقطة |
Kardeşim bütün dünyadan nefret ediyor, en çok da senden. | Open Subtitles | أخي يكره العالم كله ويكرهك أنت أكثر من أي شئ |
Kardeşim bütün dünyadan nefret ediyor, en çok da senden. | Open Subtitles | أخي يكره العالم كله ويكرهك أنت أكثر من أي شئ |
Bu, Kraliçeler'ini, Prensler'ini ama en çok da Diana'yı görebilmek için kalabalığı sokaklara döken bir aşk hikayesiydi. | Open Subtitles | كانت قصة الحب التي جذبت الجماهيرإلىالشوارع... أتوا لمشاهدة الملكة بالطبع، والأمير... ولكن قبل أي شيء أتوا لرؤية (ديانا) |
en çok da gözlerini severlermiş. | Open Subtitles | العيون بالذات كانت ذات قيمة عظيمة |
Ama en çok da Sen'i gücendirmekten, Tanrım, ...tüm sevgimin sahibi. | Open Subtitles | لكن الأهم من ذلك كله إنهم يسيئون إليك ، إلـهي أيّها اللطيف والمُستحقّ لكل حبي |
Ama en çok da altına içiyorum. | Open Subtitles | لكن الأهم من ذلك ! أنني سأشرب من أجل الذهب |
en çok da kendimi, herkes beğendiği sürece bunu sürdürebileceğime inandırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | وأنا آسفه علي الأهم من ذلك كله كما أعتقد، أنني أقنعت نفسي أنه مهما كانت الموهبة قد لا تعني شيئا ما لم تأتي في القالب الذي يحبه الجميع |
Ama en çok da veda etmek için geldim. | Open Subtitles | ولكن الأهم من ذلك كله، أردتُ أن أودّعك. |
Sanırım en çok da kendime kanıtlamak istemiştim. | Open Subtitles | أعتقد أن الأهم من ذلك كله اثباته لنفسي |
Ama en çok da Ajan Booth kocamın eski görünümüne kavuşmasını istiyordum. | Open Subtitles | (لكن الأهم من ذلك يا(عميل(بوث أردت أن يستعيد زوجي وجهه الحقيقي |
Gerçekten düşündüm ki sizi, en çok da seni gördüğümde... | Open Subtitles | أنه عندما رأيتك اعتقدث أنك أكثر من أي شخص آخر |
14 yaşımdayım. Herkese ama en çok da sana kötü davranıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت بعمر الرابعة عشر وكنت غاضبة، منك أكثر من أي شخص، |
en çok da insanların içindeki iyiliği aramamanı istiyorum. | Open Subtitles | و لكن أكثر من أي شيء أريدك أن تتوقف عن رؤيه الجانب الجيد في الناس , حسناً ؟ |
Kızarmış muzu, tavuklu pilavı yani "ropa vieja"yı avokadoyu, "carne puerco"yu ve en çok da bal üzümünü severim. | Open Subtitles | وأنا أحب الموز المقلي والأرز مع الدجاج ، "مادري روبا"، الأفوكادو، "carnepuerco"، و، أكثر من أي شيء، honeyberries . |
Neden en çok da kendilerinden nefret ederler? | Open Subtitles | لماذا يكرهون أنفسهم أكثر من أي شيء. |
en çok da bundan korkuyorum. | Open Subtitles | اخشى هذا أكثر من أي شيئ |
Bu, Kraliçeler'ini, Prensler'ini ama en çok da Diana'yı görebilmek için kalabalığı sokaklara döken bir aşk hikayesiydi. | Open Subtitles | كانت قصة الحب التي جذبت الجماهير إلى الشوارع... أتوا لمشاهدة الملكة بالطبع، والأمير... ولكن قبل أي شيء أتوا لرؤية (ديانا) |
en çok da gözlerini severlermiş. | Open Subtitles | العيون بالذات كانت ذات قيمة عظيمة |