Protestoların en şiddetli şekilde bastırıldığı dönemde, Tahran'daki ailemi aradığımda hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu. | TED | وعندما كنت أتصل بعائلتي في طهران أثناء بعض أعنف حملات القمع للاحتجاج، لم يجرؤ أي منهم على مناقشة ما كان يحدث معي. |
İnsanlık tarihindeki en şiddetli volkanik patlamalardan biriydi. | Open Subtitles | لقد كانت واحدة من أعنف الثورات البركانية في تاريخ البشرية |
Kuyruklu yıldızımız Dünya'yı geçer ve yolculuğunun en şiddetli aşamasına girer. | Open Subtitles | يجتاز مذنّبنا الأرض ويدخل أعنف مرحلة في رحلته |
istismara uğradım ki bu ilk değildi en şiddetli olanıydı. | TED | لم تكن أول مرة، لكنها كانت الأكثر عنفاً |
Batmayla oluşan volkanlar, Dünya'daki en şiddetli volkanlardır. | Open Subtitles | البراكين المُندسّة هي الأكثر عنفاً على الأرض. |
Tarihteki en şiddetli, en yaratıcı an. | Open Subtitles | الإنفجار الأكثر عنفاً والأكثر إبداعية في التاريخ |
Bu tür teleskopları kullanarak evrendeki en şiddetli yer çekimi olaylarından bazılarına şahit oluyoruz. | Open Subtitles | باستخدام تلسكوبات كهذا، نشهد بعض من أعنف أحداث الجاذبية في الكون. |
Az önce hayatımın en şiddetli fırtınalarından birine yakalandım. | Open Subtitles | فقط أحتُجزت في واحدة من أعنف العواصف التى رأيت على الاطلاق |
İnsanlık tarihindeki en şiddetli dövüşler bu programda. | Open Subtitles | " أقوى مباريات عنيفة " " و أعنف برنامج في تاريخ البشرية " |
Yolculuğunun en şiddetli aşamasına girmek üzeredir. | Open Subtitles | يوشك على ولوج أعنف مرحلةٍ في رحلته |
Dünya'nın şimdiye kadar yaşadığı en şiddetli olay buydu. | Open Subtitles | إنه أعنف حدثٍ معروفٍ للأرض على الإطلاق |
ETA'nın en şiddetli yıllarında Paco polis silahlı grubun kalbine saldırabilsin diye iki tane güdümlü füze aldı. | Open Subtitles | خلال أعنف سنوات منظمة "إيتا" اﻹرهابية.. تم إرسال "باكو" ليشتري صاروخين مزودين بنظام تعقب ليقود الشرطة إلى قلب المنظمة المسلحة |
- Ve en şiddetli cenazeleri. | Open Subtitles | والجنازات الأكثر عنفاً |