Belki de en iyi şansım değil. Belki de son şansım. | Open Subtitles | ربما ليس فقط أفضل فرصة ، بل الفرصة الأخيرة |
Bu davayı kazanmam için en iyi şansım olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمينَ انكِ أفضل فرصة لي للتغلب على هذه التهمة |
Ben hala bu işi bitirmedeki en iyi şansım. | Open Subtitles | مازلت اُعد أفضل فرصة لدينا لإيقاف كل ذلك |
Beni düşündüğün için sağ ol Moz, ama bu küçük gezi bilekliğin çıkarılması için en iyi şansım. | Open Subtitles | شكرا لإهتمامك يا (موز) ولكن هذه ستكون أفضل فرصة لي لإزالة السوار |
en iyi şansım, tek şansım bu. | Open Subtitles | إنها أفضل فرصة لي ...إنها فرصتي الوحيدة |