Bebek doğurma, en temiz hastanede, hemen hemen yüz kadından birisini öldürüyordu. | TED | الولادة كانت تؤدي إلي الموت في أنظف المستشفيات، امرأة من كل 100 تقريبا. |
Biliyor musunuz, bu bindiğim en temiz ve güzel polis arabası. | Open Subtitles | اتعلمون ، هذه أنظف وأروع سيارة شرطة أكون فيها |
Bu adam hayatımda gördüğüm en temiz gömleğe sahip. Ne yapmalı-- | Open Subtitles | هذا الرجل يلبس أنظف قميص رأيته يوماً، ماذا أفعل؟ |
- Hayır. en temiz kanı içtin, en eski şeyleri gördün. | Open Subtitles | إحتسيت أنقى الدماء ، ورأيت أقدم الأشياء . |
Derinliği 10 metreyi geçmeyen, 3 yıl önce Aurelia'nın battığı, dünyanın en temiz resifinde karaya vuran bir Alman firkateyni nasıl oldu da Aurelia'yı göremedi? | Open Subtitles | إذا كنت أنا الفرقاطة الهولندية العالقة في الشعب المرجانية في طقس هاديء في نفس الخليج الصغير الذي غرقت في الأوريليا قبل ثلاثة سنوات في عمق أقل من 30 قدم في أنقى ماء في العالم |
Ama akut acı bizim takip edebileceğimiz en temiz ekolardan birini üretiyor. | Open Subtitles | لكن الألم الحاد ينتج واحدة من أوضح الأصداء التي يمكننا تتبعها |
Waterson 2000 size günümüzün en temiz filtre sistemini sunuyor. Biraz bekleyebilir misiniz? | Open Subtitles | واترسون الفين تقدم أنظف نظام تنقية متوفر اليوم |
en temiz çocuk bile olsa da yakınında bitli biri varsa ona bulaşır. | Open Subtitles | حتى أنظف فتى في العالم يمكن أن يصاب به لو اقترب من فتى قذر |
Şehrin en temiz tuvaletlerinden biri. | Open Subtitles | على الرغم من أنها هي واحدة من أنظف في المدينة. |
en temiz kıyafetlerim bunlar. Siz ne yapıyorsunuz bakalım? | Open Subtitles | حسناً، هذه هي أنظف ملابسي مالذي تفعلونه ؟ |
Kabul etmelisin ki en temiz yolu bu. | Open Subtitles | حسنا , يجب عليك الإقرار إنها أنظف طريقة لتغطية الأثار |
Gezegendeki en temiz, en güvenli ve en yeşil şirketi yönettiğimi bilin. | Open Subtitles | ،أريدهم أن يعلمــوا أنني أُدير أنظف ، وأأمن ، شركة طـاقة نظيفة على وجه الأرض |
Mantıken, muhtemelen dünyadaki en temiz kollardan biridir. | Open Subtitles | منطقياً، إنّه واحد من أنظف المقابض في العالم. |
Derinliği 10 metreyi geçmeyen, 3 yıl önce Aurelia'nın battığı, dünyanın en temiz resifinde karaya vuran bir Alman firkateyni nasıl oldu da Aurelia'yı göremedi? | Open Subtitles | إذا كنت أنا الفرقاطة الهولندية العالقة في الشعب المرجانية في طقس هاديء في نفس الخليج الصغير الذي غرقت في الأوريليا قبل ثلاثة سنوات في عمق أقل من 30 قدم في أنقى ماء في العالم |
Bu sular, dünyanın en temiz sularındandır. | Open Subtitles | إنها من أنقى المياه العذبة بالعالم |
Sen, tanıdığım en temiz kalpli insansın. | Open Subtitles | تمتلكين أنقى قلبٍ عرفته عند إنسان |
Gilly bile evrendeki en temiz ruh olmasına rağmen aşkı bulamadı. | Open Subtitles | لم يستطع "جيلي" إيجاد الحب وهو أنقى روح بالكون |
Hem de öyle herhangi bir kahramana değil. Gelmiş geçmiş en temiz kahramana. | Open Subtitles | وليس أيّ بطل وإنّما أنقى بطل في الحياة |
Ama akut acı bizim takip edebileceğimiz en temiz ekolardan birini üretiyor. | Open Subtitles | لكن الألم الحاد ينتج واحدة من أوضح الأصداء التي يمكننا تتبعها |