Film endüstrisinden diğerleri, Hollywood Onlusu'nun anayasal haklarına desteklerini sergilediler. | Open Subtitles | آخرون من مجال صناعة الأفلام أظهروا دعمهم للحقوق الدستورية للعشرة |
Genel olarak yiyecek endüstrisinden büyük miktarda para aldığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك تلقيت كثير من المال من صناعة الأغذية عامةّ |
2005’te otomobil endüstrisinden birçok kişi şöyle diyordu, 50 yıl boyunca iyi bir elektrikli arabamız olmayacak. | TED | في عام 2005 كان الكثير من العاملين في صناعة السيارات يقولون، لن نحصل على سيارات كهربائية لائقة قبل 50 سنة، |
Bizi yetişkin film endüstrisinden tanırsınız. | Open Subtitles | قد تعترفون بنا كنجوم من صناعة ترفيه الراشدين |
Bizi yetişkin film endüstrisinden tanırsınız. | Open Subtitles | قد تعترفون بنا كنجوم من صناعة ترفيه الراشدين |
Bence alkollü içecek endüstrisinden insanların henüz kaçırılmak hakkında endişe etmelerine gerek yok. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن الناس من صناعة المشروب الكحولي يحتاجون للقلق حول أن يختطفوا فقط لحد الآن. |
Teröristlerin alkol endüstrisinden birini kaçırmalarını anlayamadığım için, özür dilerim. | Open Subtitles | أعذرني إذا أنا لا أرى بالضبط إنفعال الإرهابيين حول الإختطاف أي واحد من صناعة الكحول. |
Palyaçoları gönderenin elmas endüstrisinden birileri olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنّ صناعة الألماس هُم من قاموا بإرسال المُهرّجين؟ |
Patterson'ın petrol endüstrisinden aldığı ödenek bir gecede yok oldu. | Open Subtitles | تمويل باترسون من صناعة النفط إختفى في ليلة وضحاها |
Yarı iletken endüstrisinden esinlenilen bu özel teknik, düşük maliyetli büyük miktarlarda üretilebilir. | TED | وهذه التقنية الخاصة قد تم اقتباسها من صناعة المواد شبه ناقلة للكهرباء وبالتالي فهي تقنية ذات تكلفة منخفضة وقابلة للطرح بأعداد كبيرة |
Görsel efektler endüstrisinden olan bizler, David ile beraber şimdi yeterli zamana, yeterli kaynaklara sahip olduğumuza inandık ve, Tanrım, yeterli paraya sahip olduğumuzu umduk. | TED | كوننا في مجال صناعة المؤثرات البصرية ، ونحن ، مع ديفيد ، نعتقد بأن لدينا الآن ما يكفي من الوقت ، ما يكفي من الموارد، و،إلهي، نأمل بأن يكون لدينا ما يكفي من المال. |
Petrol endüstrisinden devlet yardımlarını kaldırmalıyız, ki bu yılda en az 10 milyar dolar ediyor, bu parayı orta sınıfın iş-ev arasındaki seyahatlerini kolaylaştırmak için harcamalıyız. | TED | ونحن بحاجة إلى تحويل الدعم عن صناعة النفط والتي هي على الأقل 10 مليارات دولار سنويا إلى أشياء تسمح للطبقة الوسطى بإيجاد طرق أخرى للتخفيف |
Yani bu, insanlar yalan söylüyor, kanser endüstrisinden çalışan herkes bir şekilde şeytan ya da ahlaksız demek değil. | Open Subtitles | ليس اﻷمر بأن الناس تكذب، و ليس هو أن كل شخص يعمل في صناعة "علاج" السرطان هو نوعا ما شرير و سيّئ، |
ABD'deki mandıra endüstrisi küresel ısınmaya bütün bir taşıma endüstrisinden daha çok katkıda bulunuyor. | Open Subtitles | و تكون الآثار الجانبيّة التي أتركها على كوكبنا أخفّ بكثير. تعتبر صناعة المواشي مساهِمة في اﻹحتباس الحراري أكثر من صناعة النقليات برمّتها |
Gerçekten şaşırtıcı olansa, yani başlangıç olarak, izleyiciler ve diğer kişilerle, yani film endüstrisinden, kişilerle konuşurken hepsinin ortak tepkisi; "Aman tanrım! Bu korkunç bir durum, bu konuda ne yapabiliriz" idi. | TED | والشيء المذهل كي أبدأ به هو أنه عندما أتكلم مع الجماهير والناس الآخرون في مجال صناعة الأفلام، دائمًا ما تكون ردة الفعل، "يا إلهي هذا فظيع ماذا سنفعل حيال هذا؟." |
Otomotiv endüstrisinden biliyorum bu kelimeyi. | Open Subtitles | هل نتحدث عن صناعة السيارات؟ |
En iyi örnek: Müzik endüstrisinden 30 yıl önce densin ki, ''Hadi öyle bir müzik yapalım ki yolsuk mahallelerde yaşayan dışlanmış siyahlerin hayal kırıklığını dünyaya bir çok insanın dinlemede zorlanacağı bir müzikle anlatsın. | TED | أفضل مثال من هم في حقل صناعة الموسيقى قد يقولوا قبل 30 سنة مضت "نعم , دعنا نخترع صيغة موسيقية و التي كلها عن الرجال السود المحرومين في الغيتوهات يعبروا عن خيبة أملهم مع العالم عبر صيغة موسيقية يجد كثير من الناس نوعا ما صعوبة في الإستماع إليها |