Hiçbirşey yarına etki etmeyecek, - Eğer hakkında endişelendiğin buysa. | Open Subtitles | لن يؤثر شيئاً على حدث الغد إن كان هذا ما يقلقك |
- Eğer hakkında endişelendiğin buysa. - Yarınla ilgili endişelenmiyorum. | Open Subtitles | لن يؤثر شيئاً على حدث الغد إن كان هذا ما يقلقك لست قلقة بشأن الغد |
endişelendiğin buysa, merak etme, hikaye peşinde değilim. | Open Subtitles | لم آتي للحصول على قصة، إذا كان هذا ما يقلقك |
Eğer endişelendiğin buysa o kadınların hiçbiriyle ilişkim yok. | Open Subtitles | لم أقم أي علاقة مع هؤلاء النساء إذا كان هذا ما يقلقك. |
endişelendiğin buysa Bill, Virginia ile kaçmayacak. | Open Subtitles | بيل لن يخونك ابداً مع فيرجينيا اذا كان هذا ما يقلقك |
Eğer endişelendiğin buysa kız kardeşinin düğününden önce onu alışverişe götürmek için hala vaktin var. | Open Subtitles | مازال أمامك الوقت لأخده للتسوق قبل حفل زفاف أختك، إذا كان هذا ما يقلقك. |
Üstteki ihtiyarı öldürmedim, eğer endişelendiğin buysa. | Open Subtitles | لم اقتل العجوز في الطابق العلوي اذا كان هذا ما يقلقك |
endişelendiğin buysa Henry hala hayatta. | Open Subtitles | مايزال (هنري) حيّاً إنْ كان هذا ما يقلقك |
Orayı yakıp yıkmayacağız, eğer endişelendiğin buysa. | Open Subtitles | ) نحن لسنا هنا لحرقها، إذا كان هذا ما يقلقك. |