Gün ışığının karanlıkta eridiği bir dünyada. | Open Subtitles | إلى العالم حيث يذوب ضوء الشمس ويستحيل إلى الظلام ظلام |
Bu erkeklerin toplara sopayla vurmayı sevdikleri zaman, karların eridiği zaman. | Open Subtitles | هنا حيث يحبّ الشباب ضرب الكرات بالعصي عندما يذوب الثلج |
Beaufort Denizi'nde buzların eridiği yerlerde açık denizde su üstünde görüyoruz onları. | TED | غدونا نراهم في بحر بيفورت وهم عائمون على سطحه جراء ذوبان غطاءه الجليدي |
Buzullar eridiği için yakalandı. | Open Subtitles | لقد تم محاصرته في ذوبان الجبال الثلجية |
Dondurma eridiği için bunu söylüyorum çünkü yabani hayvanları buraya çekiyor. | Open Subtitles | فقط ذكرت ذلك لأن البوظة تذوب وبدأت بجذب الحياة البريّة |
eridiği zaman dilde güzel bir tat bırakması gerekir. | Open Subtitles | بعد ذلك عندما تذوب تترك مذاقاً طيباً |
Ancak, buz küpün eridiği için.. | Open Subtitles | على اي حال لأن مكعبات الثلج لديك قد ذابت |
Buzlar eridiği için kutup ayılarının boğulmasının ne kadar üzücü olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكر في كم هو محزن أن الدببة القطبية تغرق... لأن كل الثلج يذوب... . |
Balmumunun yangının önünde eridiği gibi. | Open Subtitles | "كما يذوب الشمع أمام النيران" |
Sanırım artık buzlar eridiği için ... | Open Subtitles | وأظن أن من الجليد الآن ذوبان... |
Buzların eridiği bir yer. | Open Subtitles | هناك ذوبان الجليد. |
- Buzların eridiği bir yer. | Open Subtitles | A ذوبان الجليد. |
eridiği zaman dilde güzel bir tat bırakması gerekir. | Open Subtitles | بعد ذلك عندما تذوب تترك مذاقاً طيباً |
# Bulutlardan çok yüksekte bir yerde uyanmayı # # Ben # # Dertlerin limonlu şeker gibi eridiği # | Open Subtitles | "وأستيقظ حين تكون القيوم قد تجاوزتني" "حين تذوب المشاكل كقطرات الليمون" |
Bir volkanın kalbi kayaların bin derece sıcaklıkta gözlerinizin önünde eridiği cayır cayır yanan bir fırın. | Open Subtitles | "قلب بركان" "فرن ناري ملتهب" حيث تذوب الصخور أمامك" "عند ألف درجة مئوية من الحرارة |
Beyinleri tamamen eridiği için iletişim kuramıyorsundur. | Open Subtitles | حسناً , كأنّ أدمغتهم قد ذابت بالكامل لذلك لا يوجد إتّصال روحي يحصل بها |