"erimeye" - Traduction Turc en Arabe

    • بالذوبان
        
    • الذوبان
        
    • يذوب
        
    • الإنصهار
        
    • تذوب
        
    • إنصهار نووي
        
    Öylesine sıcaktı ki robotlardan birinin rayları erimeye ve atmaya başladı. TED لقد كانت ساخنةً جداً، حتى بدأت مسارات أحد الروبوتات بالذوبان والانقطاع.
    Üzerinden 24 saat geçmiş ve artık uzuvlar erimeye başlamış. Open Subtitles لقد مضت أكثر من 24 ساعة وأخيراً بدأت الأطراف بالذوبان
    Bu adam ateşle dolu, erimeye başlayın, bayanlar... çünkü o sıcaktan da sıcak. Open Subtitles هذا الولد مثير كالنار لذا إبدأوا بالذوبان أيها السيدات لأنه أحرّ من الجمر إنه مثير، مثير، مثير
    Şu an pek çoğumuz Güney kutbu buz tabakasının erimeye başladığına ikna olmuş durumda. TED ونحن مقتنعون كثيراً الآن أن غرب القارة القطبية الجنوبية، غطاء الجليد في غرب القطب الجنوبي، بدأت في الذوبان.
    Süperman, buzdağları erimeye başladı bile. Open Subtitles سوبرمان، والأنهار الجليدية بدأت بالفعل في الذوبان.
    Uyurken ağzına donmuş jambon parçası koyabilir ve ağzında erimeye bırakabilirim. Open Subtitles يمكنني أن أضع قطعة لحم مجمده في فمك و أتركها حتى يذوب منها الثلج
    Bu döngü erimeye neden oluyor, ama bozulmadan hemen önce kendi yapılarının bilincine varıyorlar. Open Subtitles و تؤدي تلك الحلقة بعد إلى الإنصهار لكن بصورة مباشرة قبل ان يتحطمون حتى يدركوا تركيبهم الخاص
    Ve bütün bunları yaptıktan sonra, bu malzemeleri maddesel olmaktan çıkarmak ve yeniden yapılandırtıktan sonra, bunun çok harika olduğunu farkettik, çünkü servis ettiğimizde, yemeğin hakikaten gerçeği gibi davrandığını öğrendik, peynir gerçekten de erimeye başladı. TED وبعد ان قمنا بهذه العمليات عملات اعادة التشكيل و التأهيل لهذه المكونات .. أدركنا انها أمرٌ ممتع لاننا عندما نقدمها لاحظنا ان الطبق يتصرف وكأنه الطبق الاصلي فشرذمات الجبن كانت تذوب
    Bu adam ateşle dolu, erimeye başlayın, bayanlar... çünkü o sıcaktan da sıcak. Open Subtitles هذا الولد مثير كالنار لذا إبدأوا بالذوبان أيها السيدات لأنه أحرّ من الجمر إنه مثير، مثير، مثير
    İlkbaharda ısı yükselince buzlar erimeye başlar ve aralarında sıkışmış olan küçük hava kabarcıkları serbest kalırlar. Open Subtitles مع ارتفاع درجات الحرارة خلال الربيع يبدأ الجليد بالذوبان وتتحرر فقاعات الهواء المحصورة بينه
    Fosil yakıtı kullanmanın sonucunda, buzullar bu oranda erimeye devam ederse, Open Subtitles كنتيجة لاستخدام الوقود الخام ولو أن الأنهار الجليدية استمرت بالذوبان على هذا المعدل
    Gazı salmayı bıraktıklarında, buz tabakaları erimeye devam etti fakat çok daha hızlı bir şekilde. Open Subtitles عندما توقفوا عن رش الغاز استمرت طبقات الجليد بالذوبان لكن الآن بسرعة أكبر
    Pasta erimeye başladı, buzdolabına da sığmıyor. Open Subtitles ستبدأ الحلوى بالذوبان وأمي قالت بأنه ليس هناك مكان لوضعها في الثلاجة
    Ama şimdi buzlar erimeye başlıyor ve deniz seviyesi yeniden yükseliyor. Open Subtitles لكن يبدأ الجليد بالذوبان الآن. وترتفع مناسيب البحار مجدداً.
    Buz erimeye başlayınca, su olunca, göreceksin ne kadar güzel olabileceğimizi. Open Subtitles حينما بدأ الثلج فى الذوبان ليصبح هو البحر
    Buz erimeye başlayınca, su olunca, göreceksin, ne kadar güzel olabileceğimizi. Open Subtitles حيث يبدأ الثلج فى الذوبان ليصير هو البحر
    Antarktika'nın uzaklarında, okyanusta erimeye başladıklarında ne gibi sonuçlar doğuracak gerçekten kestiremiyoruz. Open Subtitles نحن لا نعرف حقاً، ماذا سوف يقبل علينا عندما يبدأ الذوبان في المحيط خارج القارة القطبية الجنوبية.
    Ama dünya çapında sıcaklık artıyor ve buzullar erimeye başladı. Open Subtitles لكن درجات الحراراة العالميّة ترتفع والجليد يذوب.
    Kutup bölgelerindeki kalıcı buzullar küresel ısınmanın sonucu olarak erimeye başladı. Open Subtitles في المناطق القطبية يذوب الغطاء الجليدي الدائم
    Arılar, kelebekler yok olmaya ve buzullar erimeye başladı. Open Subtitles بدأ النحل والفراشات فى الإختفاء. والجليد يذوب
    Çocuklar, hesaplamalarım doğruysa erimeye sekiz saniye kaldı. Open Subtitles يا رفاق ، لو أن حساباتي صحيحة تبقت 8 ثواني قبل الإنصهار ، سيتحتم على أن
    Mercan resifleri erimeye başlayabilir. Open Subtitles الشعب المرجانية ممكن تبدأ تذوب
    Uranyum seviyesinde silahları hortumladılar, açgözlülük yaptılar, erimeye yol açtılar. Open Subtitles كانا يصنعان الأسلحة النووية المصنعة من اليورانيوم، ثم أصابهما الجشع... وتسببا في إنصهار نووي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus