...çıkaralım: bir erkek değil, yarım bir erkek. | Open Subtitles | ليس رجلا على الاطلاق,ولا حتى نصف رجل |
Yani, o herhangi bir erkek değil ama erkek sonuçta. | Open Subtitles | أعني أنه ليس رجلا طبيعيا لكنه رجل |
Diyelim ki karşınızda bir Yahudi var, bir kadın ya da bir erkek değil, bir çocuk. | Open Subtitles | دعنا نقول أنه كان يهودىّ أمامك ليس رجلاً ، بل إمرأة أو طفلاً |
Bu çocuk sadece bir erkek değil, erkeğinde erkeği. | Open Subtitles | ذلك الفتى ليس رجلاً فحسب وإنما شديد الرجولة. |
Ona de ki, o bir erkek değil, kadın. | Open Subtitles | أخبريها بأنها ليست رجل إنها امرأة |
- O erkek değil. | Open Subtitles | ـ مهلاً ـ إنه ليس إنساناً |
- Bana sıradan bir erkek lazım. Old Spice şampuan reklamlarına çıkan bir erkek değil. | Open Subtitles | أحتاج إلى رجل منتظم ليس الرجل الذي على إعلان البهار التجاري القديم |
- Herhalde erkek değil, seni şapşal. | Open Subtitles | بالطبع ليس رجلا أيها السخيف |
O kadar erkek değil! | Open Subtitles | إنّه ليس رجلا بما يكفي! |
Sam senin gibi gerçek bir erkek değil. Haklısın. | Open Subtitles | سام ليس رجلاً مُعافاً مثلك أنت مُحقّ |
Sonra bir baktım ki adam dediğim erkek değil. | Open Subtitles | عندئذ أدركتُ أن الرجل ليس رجلاً |
Kadınların seveceği türden bir erkek değil. | Open Subtitles | إنهُ ليس رجلاً مُحباً للنساء |
erkek değil, tamam mı? Onu tanıyorum. | Open Subtitles | انه ليست رجل حسنا انا اعرفها |
Gia bir kadın, erkek değil. | Open Subtitles | قييا فتاة ليست رجل |
O bir kız, erkek değil! | Open Subtitles | ! إنها بنت، ليست رجل |
Bunu duymak istemiyorum, Neil. Biliyorum, sadece söylüyorum, erkek değil. | Open Subtitles | (ـ لا أريد سماع هذا، (نيل ـ أعلم، لكني فقط أقول، إنه ليس إنساناً |
Senin için doğru erkek değil. Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | إنه ليس الرجل المناسب لكِ أنا متأكد من ذلك |
Neden bir erkek değil? | Open Subtitles | لماذا ليس الرجل كذلك ؟ |