Babam erkekliğin kapıma dayandığını anlayarak, bana kılıç kullanmayı öğretti. | Open Subtitles | ،أبي ،مدركاً بزوغ الرجولة بداخلي .بدأ يعلمني كيفية استخدام السيف |
Sana söylemiştim, silahı severim, bence bu erkekliğin sembolü. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بأنني أحب البندقية. أعتقد أنها رمز الرجولة. |
İçindeki erkekliğin özüyle direkt bağ kurmak gibi düşün. | Open Subtitles | إنها كالاتصال المباشر مع الرجولة الجوهرية في داخلك |
erkekliğin de dâhil olmak üzere düşünebileceğin her şey bu işin ucunda. | Open Subtitles | كل شيء يمكن أن يكون على المحك بما في ذلك رجولتك |
erkekliğin de dilin kadar uzun olmadığı için alınmıyorum. | Open Subtitles | ستكون رجلاً لو كانت رجولتك أكبر من لسانك |
erkekliğin tanımı şimdiden ters düz olmakta. | TED | فتعريف الرجولة فعلا قد تحول رأسا على عقب عما كان عليه . |
Bunu, dünyanın dört bir yanında büyüyen ve kendilerine erkekliğin tek bir yoldan geçtiğini aktaran bir kültürde tercih etmemiş olduğu halde erkek olmak zorunda kalan genç erkeklere de borçluyuz. | TED | ونحن مدينون أيضاً للشبان الذين يكبرون في جميع أنحاء العالم في مواقف حيث لم يختاروا ليكونوا رجالاً في ثقافة تقول لهم أن الرجولة هي بطريقة معينة. |
Bu sırada, erkekliğin gizemlerini anlamaya doğru yaptığım yürüyüşte bana öyle geliyordu ki, Mary Clear'le çıkmak çok fazla anlayış gerektiriyordu. | Open Subtitles | وفى الوقت نفسه ، عودة إلى مسيرتى... لفهم الغموض حول مرحلة الرجولة الوشيكة... .... |
erkekliğin kutsal bir göstergesi. | Open Subtitles | أنت مثال على الرجولة الجمَّة |
erkekliğin büzülecek ve işe yaramaz bir deri kabuğu haline gelecek. | Open Subtitles | ستنكمش رجولتك وتصبح بلا جدوى |
İşte bunu erkekliğin söylüyor. | Open Subtitles | هذه رجولتك المفقودة تتحدث |