Polisken baktığım eski bir dava. "Ağlatan Lotus" cinayeti. | Open Subtitles | انها قضية قديمة مذ كنت بسلك الشرطة لقاتل اسمه الاخرق الباكي |
Emekli bir polisle eski bir dava hakkında konuşmak istiyordu. | Open Subtitles | أراد أن يتحدث إلى شرطي متقاعد في السن حول قضية قديمة. |
İlişkisi yoktu. eski bir dava üzerindeymiş. | Open Subtitles | هو لم يكن في علاقة غرامية لقد كان يبحث في قضية قديمة |
eski bir dava dosyasına bakarsam fark ederler. | Open Subtitles | إذا قمت بالولوج إلى قضيه قديمه, سيلاحظون بالفعل. |
- eski bir dava dosyasına baktığını gördüm. | Open Subtitles | لقد لاحظت أنكِ سحبت قضيه قديمه. |
- Demek eski bir dava oldum, öyle mi? - Şş! Ofisten arıyorlar. | Open Subtitles | - اذاً أنا قضيه قديمه الآن, أليس كذلك ؟ |
eski bir dava olduğu için kapsamlı bilgi yok. | Open Subtitles | إنّها قضية قديمة جداً الأدلة المادية تلفت. |
Her neyse, Komiser ve benim 8 yıl kadar önce üstünde çalıştığımız eski bir dava. | Open Subtitles | على أي حال، إنها قضية قديمة عملنا عليها أنا والرقيب |
Benim eski davam değil. Sadece eski bir dava. | Open Subtitles | ليست قضيتي القديمة إنها مجرد قضية قديمة وحسب |
- eski bir dava takıldı yine peşime. | Open Subtitles | قضية قديمة طرأت لي للتو و أجبرتني على المغادرة |
20 yıldır içimi kemiren eski bir dava. | Open Subtitles | إنها قضية قديمة إنها تلازمني منذ 20 سنة |
Şu sıralar çok eski bir dava üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا، ومع ذلك، العمل على قضية قديمة جدا. |
Eğer sorun olmazsa, bakmam gereken eski bir dava var. | Open Subtitles | لدي قضية قديمة لتفقدها ، اذا كان ممكنا |
Fakat neden eski bir dava. | Open Subtitles | ولكن لمَ قضية قديمة ؟ |
eski bir dava. | Open Subtitles | وهي قضية قديمة. |
Davası süren eski bir dava. | Open Subtitles | قضيه قديمه في المحكمة |