Nasıl demiştiniz? Bu, estiği hiçbir yere iyilik getirmeyen, kötü bir rüzgar. | Open Subtitles | كما تقولون, انها رياح سيئة تلك التى تهب على فراغ |
Çim yeşerdiği, rüzgar estiği, ve gökyüzü mavi olduğu sürece, | Open Subtitles | ستبقي الأرض ملكاً لهم طالما تنمو الأعشاب والريح تهب |
Askeri istihbarat, rüzgarın ters yönde estiği ve havanın gazın işe yaramayacak kadar soğuk olduğuydu. | Open Subtitles | لحكمة ما فقد كانت الرياح تهب في الاتجاه الخاطئ.. و الجو أبرد من أن يعمل الغاز |
Diğer türlü, rüzgarın estiği yönü tayin etmek için parmağını havaya kaldıran diğer siyasal atamalardan farkı olmaz. | Open Subtitles | خلاف ذلك، سيكون مجرد سياسي معين رافعا اصبعه ليرى في اي اتجاه تهب الرياح |
Bunun gibi, rüzgarın güney-güneybatıdan pencereden içeri sertçe estiği fırtınalı bir geceydi. | Open Subtitles | كانت ليلة عاصفة كتلك مع نصف عاصفة تهب من ... أقصي الجنوب داخل حجرتي |
Çim yeşerdiği, rüzgar estiği ve gökyüzü mavi olduğu sürece burası yerlilerin toprağıydı. | Open Subtitles | ...هذه أرض هندية طالما تنمو الأعشاب و تهب الرياح السماء زرقاء... |
Çimlerin asla büyümediği ve rüzgarın yavaş estiği, mayhoş koktuğu yerin çok uzağında. | Open Subtitles | بعيد جداً خارج المدينة حيث لا تنمو الأعشاب أبداً... والرياح تبدو كريهة... وبطيئة عندما تهب. |
İnsanlara rüzgarın estiği yöne göre değişmeyecek tartışılmaz haklar vermek için yazıldı. | Open Subtitles | وُضع ليمنح حقوق لا يُرقَى إليها الشك والذي لا يتغيّر إعتمادًا على الطريق الذي تهب منه الرياح. بل تم وضعه بقصد محدد... |
Rüzgârların estiği yerde | Open Subtitles | انه حيث الرياح تهب |
Rüzgârların estiği yerde | Open Subtitles | انه حيث الرياح تهب |