Samantha çok etkilenmişti ve ilişki kurabilecek biri olmadığını söyleyemediği için de sadece şöyle dedi.. | Open Subtitles | تأثرت (سامانثا) و بم أنه لم يكن بإمكانها الاعتراف بعدم قدرتها على البقاء علاقة قالت ببساطة |
Yaşam bundan nasıl etkilenmişti? | Open Subtitles | فكيف تأثرت الحياة بذلك ؟ |
Al Zarqawi, Bin Ladin'in fikirlerinden çok etkilenmişti. | Open Subtitles | الزرقاوي كان متأثراً جداً بأفكار بن لادن |
Derinden etkilenmişti. Ben de öyle. | Open Subtitles | كان متأثراً بشدة، وكذلك كنت أنا |
Parçacık Hızlandırıcının yapılmasına bizzat yardım etmişti patladığında o da bundan etkilenmişti. | Open Subtitles | لقد ساعد في الواقع على بناء المسرع الجزيئي وعند انفجاره تأثر أيضاً |
Bu kadının kişiliğinden çok etkilenmişti. Bu da onun güvenilir olduğunu gösterir. | Open Subtitles | لقد تأثر بنقاوة روحها وهذا الشيء يدل على أنه شخص طيب |
Bütün bunlardan çok etkilenmişti. | Open Subtitles | لقد كانت مسحورةٌ بكل شيء |
Bütün bunlardan çok etkilenmişti. | Open Subtitles | لقد كانت مسحورةٌ بكل شيء |
Charlotte York çok etkilenmişti, | Open Subtitles | تأثرت شارلوت يورك بعمق... |
Hinduizm'den etkilenmişti. | Open Subtitles | و كان متأثراً بالهندوسية |
İki at öldü, Central Park'ı kapamak zorunda kaldılar ve Birleşmiş Milletler'deki bir politikacı olaydan etkilenmişti. | Open Subtitles | أثنين من الخيل ماتوا ، و كان عليهم أغلاق سنترال بارك و تأثر التصويت في الامم المتحدة |
Sanatkarın biri, Paris'te gördüğü Ukiyo-e'den derinden etkilenmişti, * Ukiyo-e=Ukiyo-e resim sanatı Japon kültürel kimliğine ait en önemli öğelerden biridir * | Open Subtitles | أحد الرسامين الذي تأثر كثيراً بالـ"يوكيو" التي رأها في باريس. |
Avlaki hem yurt içinde hem de dışında terörle mücadeleden derin etkilenmişti. | Open Subtitles | تأثر (العولقي) كثيرًا بالحرب على الإرهاب، في الخارج وفي الديار. |