Boşlukta 360 derece hareket etme özgürlüğü içinde beni kendimden geçirinceye kadar eğlence ve özgürlüğe doyuran bir tecrübe bu. | TED | لقد امتلكت حرفياً حرية الحركة ٣٦٠ درجة من الفضاء و الشعور بالنشوة والمرح والحرية |
Anestezi cerrahlara ameliyat etme özgürlüğü vermiştir. | TED | حيث اعطى التخدير للجراح حرية العمل دون ان يشعر بالاسف لما قد يعانيه المريض |
Aynı zamanda kablosuz, böylece size hareket etme özgürlüğü sunuyor. | TED | كما انه لا سلكي مما يعطي للمستخدم حرية الحركة |
Bu, sorumsuzca hareket etme özgürlüğü hariç, herhangi bir özgürlükten vazgeçmek anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني التخلي عن أي حرية ، ما عدا حرية التصرف الغير مسؤول. |
Ama kendini ifade etme özgürlüğü, Dünya Anayasası'nca verilen bir haktır. | Open Subtitles | لكن الحق في حرية التعبير مكفول للجميع في دستور الأرض |
İster mülteciler tarafından giyilsin ya da dünyayı değiştiren girişimciler insanlara kendilerini temsil etme özgürlüğü verildiği zaman onların benzersiz kimlikleri kutlandığı ve yüceltildiği zaman bu sihir gibi bir şey olur. | TED | سواء ارتداها اللاجئون أو رجال أعمال بارزون، عندما يُمنح الناس حرية تقديم أنفسهم بطريقة تحتفي بهوياتهم الفريدة، فإن هذا يوَلِّد أمورًا رائعة. |