Bu yüzden bu fırtınaların hareketlerini güneşte ilk oluştuklarında analiz etmek ve aynı zamanda tahmin etmek için bilgisayar simülasyonları kullanıyorum. | TED | ولذا ما أقوم به هو استخدام المحاكات الحاسوبية لكي أتمكن من تحليل والتنبؤ بسلوك تلك العواصف بمجرد نشأتهم على سطح الشمس. |
Başkalarına yardım etmek için bir para nakil aracını soyacağız. | Open Subtitles | أننا ذاهبون لسرقة سيارة المصرف المصفحة لكي نساعد أناس آخرين |
Şartlı tahliye edildik ve orada bulunanlar hak etmek için altı yıl çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاربنا لمده 6 سنوات من أجل هذا وهذا جعلنا موجودين الى الان |
Şahsi kötülüğünü tatmin etmek için tüm çeyreği savaşın içine sokmaya hazır mısın? | Open Subtitles | أأنت متأهب لإقحام المنطقة عن بُكْرة أبيها في حربٍ، كي تُشبع شياطينك الذاتيين؟ |
Borcunu ve sorunlu geçmişini biliyorum ve yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | وأعلم عن دينك وعن ماضيك مع الفتيات وأنا هنا لتقديم العون |
Bu işe devam etmek için elimden geleni yaptım ama Nathan- | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما بوسعي ..لجعل الأمور تستمر , لكن نايثن |
Ben belki istediğini elde etmek için beni kullandığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه ربما تحاول لاستخدام لي للحصول على ما تريد. |
Asık suratları tersyüz etmek için alınan şu sıradan pembe haplar. | Open Subtitles | فقط هذه الحبة الوردية لكل يوم لكي تقلب الرأس على عقبة |
Reklam vereni elde etmek için, reklam vereni elde etmelisin. | Open Subtitles | لكي تشتري مساحة في مجلتنا؟ اذا اردت الحصول على اعلان |
Yerini tespit etmek için anneciğinin telefon numarasına ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | ايضا نحتاج الى رقم هاتف أمك المحمول لكي نثلث موقعها |
Anne, beni kontrol etmek için bahane uydurmana gerek yok. | Open Subtitles | أمي أنت لا تحتاجين الى عذر لكي تأتي للاطمئنان علي |
Bunu sadece Gloria'yı nafakayı kestiğinden dava etmek için yapıyor. | Open Subtitles | فقط لأنه يقاضي غلوريا من أجل إيقاف دفعات الإعانة ماذا؟ |
Eğer insanlar intihar etmek için yıllarca ilaçlara hücum etmişse... | Open Subtitles | إذا كان الناس يخزنون الأدوية المخدرة لسنوات من أجل الانتحار |
Çünkü bütün resmi görevliler güvenliği test etmek için geleceğimizi biliyorlardı. | Open Subtitles | بالرغم من أن المسؤولين يعلمون أنّنا قادمون من أجل إختبار أمني, |
Farnum'u ekarte etmek için 20 bin dolarımızın tümünü kullandım. | Open Subtitles | كان لزاماً علي أن أصرف 20000 دولار كي أدمر فارمن |
Daha önce nefret etmek için büyük insan olmak gerekiyor. | Open Subtitles | لكنّ الأمرَ يتطلّب الكثيرَ من الرّجولةِ كي يكرهه قبل ذلك |
Buraya geldik donator'ın ailesine teşekkür etmek için | Open Subtitles | جئنا الي هنا لتقديم الشكر لعائلة المتبرع |
Onların 100 yıl önce fırsatı olduğu gibi, bizim de şimdi bu yerleri korumak için, bir plan oluşturmak için, insanları dâhil etmek için bir fırsatımız var. | TED | ولدينا الفرصة الآن، مثلما فعلوا قبل مئة سنة، لحماية هذه الأماكن، ووضع خطة لجعل الناس يشاركون. |
D'lerimizi hak etmek için uzun saatler çalışan hepimizin yüzüne bir tokat gibi. | Open Subtitles | إنها صفعة في الوجه لكل شخص يذاكر بشدة لساعات طويلة للحصول على المقبول |
Seni seviyordum, seni memnun etmek için her şeyi yaptım. | Open Subtitles | انا احبكِ. فعلت كل شيء من اجلكِ من اجل ارضائكِ. |
Şehir kayıp çocuğu kurtarmaya yardım etmek için ne yapıyor? | Open Subtitles | ماذا يمكن للمدينة أن تفعل للمساعدة في إنقاذ الطفل المفقود |
Ses hızını aşıp aşmayacaklarını göndermeden simule etmek için RockSim'i kullanıyorum, ve performanslarını doğrulamak için üzerindeki bilgisayarlarla uçuruyorum. | TED | أستخدم روك-سم لمحاكاة الرحلات لأرى إن كانت ستتعدى سرعة الصوت أم لا ثم أطلقها بحاسبات داخلية للتأكد من أدائها |
- En azından üzerine uymuş. - Seni mutlu etmek için ne yapabilirim? | Open Subtitles | حسنا، على الأقل هذه تناسبك ــ ما الذي يمكنني القيام به لأجعلك سعيدة؟ |
Seni elde etmek için her şeyi söyler ve yapar. | Open Subtitles | سوف يفعل او يقول أى شييء كى يجعلكِ ملكاً له. |
İstediğimizi elde etmek için savaşmak zorundayız. İşi almadan gelme. | Open Subtitles | يجب أن تقاتل لتحصل على ماتريده لا تعد بدون الوظيفة |
Mesela, tezatlıklarla mücadele etmek için, dallanan ve paralel desenler ekliyorlar. | TED | للتعامل مع التناقضات، على سبيل المثال، يقومون بإضافة أنماط وأنماط موازية. |
Senden nefret etmek için eğitildim ama etmiyorum ve seni dostum olarak gördüğümü söylemeden ölmek istemiyorum. | Open Subtitles | تمّ تدريبي لكيّ أكرهكِ. لكنـّي لا أكرهكِ. ولاأودّأنّ أموتدونأنّّتعلمين .. |
DNA kayıtlarını sadece bir cesedi teşhis etmek için kullanabilirsin. | Open Subtitles | لا نستطيع استعمال قاعدة البيانات إلا للتعرف على الجثث |