"ettiği için" - Traduction Turc en Arabe

    • لأنه كان
        
    • لأنها كانت
        
    • لأنّه كان
        
    • عن ذلك لأن
        
    Benim davama dönelim, beni başka bir ülkeden takip ve taciz ettiği için daha da karmaşık bir hâl alıyor, bu da yardım almayı neredeyse imkansızlaştırıyor. TED عودة إلى قضيتي والتي هى أكثر تعقيدا لأنه كان يطاردني و يتحرش بى من دولة اخرى ما جعل الامر شبه مستحيلا بأن أحصل على مساعدة هنا
    Fakat, o bana bunu yapmam için izin verdiği-- yapmamda ısrar ettiği için sanki yürürken ona tutunduğumu hissettim. Open Subtitles لكن لأنه أعطاني ..الأذن لأعملهذا . لأنه كان مصراً قُمتُ به, شَعرتُ بِسيطرته كأني أمشي برفقته.
    Muhammed'in yüzünü gösterdiği için değil, O'nunla alay ettiği için, Müslüman Dünyası'nda öfke patlamasına ve protestolara sebep olmuştur. Open Subtitles ليس لأنه كان يعرض وجه فقط محمد لكن أيضاً لأنه كان يسخر منه أيضاً
    Bu elbise belki de, onu tahrik ettiği için yangın çıkarmayı seven çılgın bir kadına aitti. Open Subtitles لعلّ هذا الثوب كان يخصّ سيدة مجنونة أحبت إشعال النيران لأنها كانت تثيرها.
    Ortaya çıkmakla tehdit ettiği için mi? Open Subtitles هل لأنّه كان تهديداً بالخروج ؟
    Hayır, Los Angeles'ın güneyindeki birkaç zenci şikayet ettiği için boğma kalktı. Open Subtitles كلا، لقد توقفنا عن ذلك لأن مجموعة من الزنوج في لوس أنجلوس إشتكوا.
    Diyorsun ki sen Najdjonov Bu tanktan nefret ettiği için yok etti ediyorsun değilmi? Open Subtitles قال لك نايدينوف يكره هذا النمر مع العاطفة لأنه كان قد دمر دبابته؟
    Sürekli dua ettiği için ilahi olan II. Philip vardı ve Elizabeth vardı, o da ilahiydi ama tam olarak değildi çünkü o ilahi olduğunu düşünüyordu ama ölümlü olmanın verdiği kan damarlarında dolaşıyordu. TED فيليب الثاني، الذي كان ربانيا لأنه كان دائم الصلاة، وهناك إليزابيث، التي كانت ربانية، ولكن ليس تماما لأنها كانت تعتقد أنها ربانية، ولكن دم البشر الفانين يسري في عروقها.
    Bay Ratchett birçok kez zili çalmıştı sonra da kabus gördüğünü söyleyip, rahatsız ettiği için özür dilemişti. Open Subtitles كلانا ... سمعنا مستر راتشيت يدق الجرس مرات عديده ثم إعتذر لأنه كان يعانى من كابوس
    Merak ettiği için olay yerine geldi. Open Subtitles لقد كان في مسرح الجريمه لأنه كان فضولي
    İfadesinde New York'ta Eve'i ziyaret ettiği için evde olmadığını söylemiş. Open Subtitles أخبر المحققين أنه لم يكن بالشقة (لأنه كان يزور (إيف) ب(نيويورك
    Okulda kavga ettiği için sürekli uzaklaştırma alırdı. Open Subtitles rlm; ‏‏كان يُفصل من المدرسة rlm; ‏لأنه كان يتعارك دائماً.
    Laski, kitabın girişinde de belirttiği gibi , siyasi uyum yüzünden değil, ancak savaş zamanında, ...Londra'da yaptığım yayını takdir ettiği için kitabı bana adamıştır. Open Subtitles أتسائلكماأوضحفيالمقدمة... كتب عني كتاباً ليس بسبب الإتفاقية السياسية لكن لأنه كان زميلي في العمل أثناء تغطية الحرب من لندن
    Lima, Cosa Nostra'nın oylarından faydalanan grubu temsil ettiği için öldürüldü. Open Subtitles (ليما) مات لأنه كان يمثل ذلك الفصيل السياسي الذي أستغل أصوات"الكوزا نوسترا"
    Bu da iflas ettiği için işe yaramadı. Open Subtitles وهذا لم ينفع لأنه كان مفلس.
    Merak ettiği için. Open Subtitles لأنه كان فضولي.
    Yalanını ifşa etmekle tehdit ettiği için Doris Ruth Owens'ı öldürdün. Open Subtitles أنت قتلت -دوريس روث أوينز- لأنها كانت تهددك بفضح الحقيقة
    Seni de kendisiyle birlikte çekmekle tehdit ettiği için mi? Open Subtitles لأنّه كان سيأخذك للهاوية معه ؟
    Bize seni tehdit ettiği için geldiğini söyledin. Open Subtitles أتيْتينا لأنّه كان يُهدّدُك، إذنْ.
    Kullanmıyorum, Los Angeles'ın güneyindeki birkaç zenci şikayet ettiği için boğma kalktı. Open Subtitles كلا، لقد توقفنا عن ذلك لأن مجموعة من الزنوج في لوس أنجلوس إشتكوا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus