| Bebek sahibi olmayı kabul ettiğimi biliyorum ama o anda sevişmeyi öneriyordun. | Open Subtitles | أعلم أنني وافقت على إنجاب طفل لكنك كنت تعرضين عليّ الجنس آنذاك |
| Hamile olduğumdan beri klübü ihmal ettiğimi biliyorum ama o kadar çok değil. | Open Subtitles | أقصد ، أنني أعلم أنني أهملت النادي منذ أن حبلت لكن ليس إلى هذه الدرجة |
| Pekâlâ, her şeyi berbat ettiğimi biliyorum ve telefonlarıma dönmediğin için seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | أنصتي إلي وحسب، أعرف أني أفسدت كلّ شيء ولا ألومك لعدم الرّد على اتصالاتي |
| Tutuklanmanın bir parçası olduğumu ve yerini avcılara belli ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أني كنت جزءاً من إعتقالك وأننا فى أعلنا أنك هنا فى الأساس للصيادين |
| Sizi koruma görevime ihanet ettiğimi biliyorum, Senatör ama gitmeliyim. | Open Subtitles | أعرف أنني أعصي أوامري بحمايتك أيتها السيناتور ولكن علي الرحيل |
| Burada olmayı hak ettiğimi biliyorum bu korkunç yerde. | Open Subtitles | أعرف أنني أستحق أن أكون هنا في هذا المكان الفظيع |
| Tekrar bir araya gelme şansımızı yok ettiğimi biliyorum ve bu beni mahvediyor. | Open Subtitles | أعلم أني أفسدت أي فرصة في أن نكون معاً مجدداً |
| Şöyle derdiniz, "Babam ağzıbozuk bir alkolik"'e park ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | ستقول: "صففت السيارة عند "أبي مدمن خمور" |
| Tereddüt ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّي تردّدت |
| Tüm Fransa önünde Claude ile evlenmeyi kabul ettiğimi biliyorum, ama bunu yapamayacağımı anladım. | Open Subtitles | اعرف بأنني قد وافقت على الزواج من كلود لمصلحة فرنسا ولكن تبين بأني غير قادر |
| Berbat ettiğimi biliyorum, ama sonunda işi öğrendim. | Open Subtitles | اعلم اني مهمل , لكني ادركت اخيراً اني احب هذا العمل |
| Cumartesi günü bağış şeyine gittin diye huysuzluk ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني تصرفت بقلق حين ذهبت لذلك الحفل الخيري |
| Karşıya geçmene yardım ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | إسمعي، أعلم أنني ساعدتكِ للعبور |
| Kendimi tekrar ettiğimi biliyorum ama... | Open Subtitles | أعني, أنا أعلم أنني أعيد كلامي, |
| Acele ettiğimi biliyorum ve paranın elime geçmesini beklemedim. | Open Subtitles | أعرف أني سارعت بشراء المكان، ولم أنتظر وصول المال بأكمله. |
| Günahlarımdan tövbe ettiğimi biliyorum ama şimdi başka bir günahım var. | Open Subtitles | أعرف أني اعترفت بذنوبي مسبقاً ولكني الآن لدي واحد جديد |
| Açıkçası, ilişkimizi berbat ettiğimi biliyorum.. | Open Subtitles | من واضح , أعرف أني أفسدتُ علاقتنا |
| Pislik gibi davranıp kıskançlık yaptığımı ve her şeyi berbat ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | حسناً أعرف أنني كُنتُ وغداً غيوراً و مجنوناً |
| Seni bir çok defa deli ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنني كنت أغضبك من وقت لآخر |
| Bak, bu taşınma meselesiyle herşeyi altüst ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنني فاجأتك بانتقالي من هنا |
| Hayır, şimdiden iki kez iptal ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | لا، أعلم أني ألغيت الموعد مرتين مسبقاً |
| Birçok farklı şekilde işleri berbat ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أني أفسدت الأمر بطرق مختلفة |
| Derek'le flört ettiğimi biliyorum, ama bu yaptığın burun deliğine kan sürmek gibi. | Open Subtitles | (أعلم أني أغازل (ديريك لكن هذا مثل دم الحيوان الموجود في ذوات الخياشيم |
| Nereye park ettiğimi biliyorum." | Open Subtitles | أعرف أين صففت السيارة |
| Bunu hak ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أنا اعرف بأنني أستحق هذا |
| Her şeyin içine ettiğimi biliyorum ve düzeltmek için elimden geleni yapmaya hazırım. | Open Subtitles | انا اعلم اني افسدت الامور سافعل اي شيء من اجل تصحيح الامور |