Sanatçılar bizimle tanıdık, fakat bir o kadar da uzak bir evrenden sesleniyor. | Open Subtitles | تبدو لوحات الكهف كما لو أنها تتحدث إلينا من الكون المألوف بعيد المنال |
Vera, canım, sorun yok sadece evrenden gelen mesajlar vardır. | Open Subtitles | فيرا , عزيزتي ليس هناك مشاكل فقط رسائل من الكون |
Belirli çeşit bir rastlantı bir tesadüf olduğunu düşünürsünüz, ki bu bütün yardımı evrenden alır. | TED | ربما تعتقد انها نوع من المصادفة ,او موهبة اكتشاف الاشياء فجأة والتي فيها تحصل علي المساعدة من الكون |
Sicim kuramının ana versiyonu 10 üzeri 500 evrenden oluşan çoklu bir evren öngörür. | TED | أشهر نسخة من نظرية الأوتار تتوقّع متعدد أكوان متكوّن من 10 إلى 500 كون. |
Sicim kuramının önde gelen biçimi 10 üzeri 500 evrenden oluşan bir çoklu evreni öngörüyor. | TED | ويتوقع النموذج الرائد لنظرية الأوتار أكوانا متعددة مكوّنة من 10 مرفوعا إلى قوة 500 كون. |
Paralel evrende, büyükbabanız başka bir evrenden olan siz tarafından öldürülmüş olur, yani bu sizin babanızı ve sizi etkilemez. | Open Subtitles | .لكنه جدك فقط فى عالم موازِ ،فى هذا العالَم المُوازى جدّك الذى قتلته من كونٍ آخر ،فى هذا العالَم المُوازى جدّك الذى قتلته من كونٍ آخر |
Bazen bu yardımı evrenden alıyorum gibi görünüyor. | TED | احيانا احصل علي المساعدة من الكون,يبدو ذلك. |
Şans nedir? evrenden alıp da açıklayamadığın şeyler nelerdir? | TED | ما هي الاشياء التي تحصل عليها من الكون ولا تستطيع حقا شرحها؟ |
benim dizüstü bilgisayarım Barricelli'nin onları yarattıklarında yaşadıkları evrenden 10 milyon kat büyük. | TED | فجهازي بحجم 10 آلاف مليون مرة من الكون الذي عاشوا فيه حين ترك بيرسيلي المشروع |
Ancak sonrasında, bir noktada, yenilik evrenden yok olup gitti. | TED | ولكن، لدى محطة ما، اختفى الابتداع من الكون. |
Sığması için onun bütün evrenden daha büyük olması lazım. | Open Subtitles | يحب أن يكون أكبر من الكون كله ليلائم حنجره |
Söylediğin ama hatırlayamadığım bir şey bizi evrenden siliyor olabilir. | Open Subtitles | شيئاً قلتَه، ولكنّي لا أتذكّره وربّما حذفنا من الكون |
Onlara çok yaklaşırsan evrenden baş aşağı düşersin. | Open Subtitles | ان اقتربت منها بما يكفي ستسقط نهائيا خارج الكون |
Sadece evrenden işaretler aldığımızı ve onlara anlamlar yüklemeye çalıştığımızı. | Open Subtitles | وأنّنا جميعًا نترجم إشارات الكون لنا ونحاول جعلها منطقية |
evrenden anladığımız kadarıyla hiçbir zaman bildiğimiz gibi olmadığıdır. | Open Subtitles | ولن تبقى نظرتنا إلى الكون على حالها أبداً |
Yaşadığımız bu evrenden dışarı çıkamıyoruz. | Open Subtitles | حين نعيش بداخل الكون لا نستطيع الخروج منه |
Bu en uzaktaki yıldızın bile ötesindeki kozmosun bildiğimiz evrenden çok daha farklı olduğunu gösteren bir işaret olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون أشارة أنه بعد أخر نجم يقبع جزء من كون مختلف تماما عن الكون الذي نعرفه |
Dr Jackson'ın bir yıl önce yaşadığı gibi, başka bir alternatif evrenden geldiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | تدّعي أنها سافرت من كون بديل في نفس إسلوب دّكتور جاكسون الذي واجه قبل سنة |
aslında demek istiyorumki, şu an kendi fotoğrafını çekiyorsun paralel bir evrenden. | Open Subtitles | أعنى, جوهرياً أنتِ تصورين نفسكِ فى كون متماثل |
Yoksa paralel evrenden mi geliyorsun? Oregon. | Open Subtitles | -هل وصلت للتو إلى هنا من كونٍ موازٍ ؟ أورغن |
Düşüncemiz binlerce farklı evrenden, küçük miktarlarda enerji almaktı, böylece... bir tek evrenle savaşa girme olasılığımız azalacaktı. | Open Subtitles | الفكرة كانت أن تسرق كميات صغيرة من الطاقة من الآلاف من الأكوان المختلفة وبالتالي تقليل النتيجة العرضية في أيّ واحد |