Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak; ahlaki, politik ve ideolojik konulardan daha kolay. | TED | بالطبع، إن الاتفاق على ارتفاع برج إيفل أسهل بكثير من الاتفاق على القضايا الأخلاقية، السياسية والأيديولوجية. |
Tek istediğim şey Eyfel Kulesi'nin önünde romantik bir öpüşme fotoğrafı çekmekti ve çektim de. | Open Subtitles | وكل ما أردته هو صورة لقبلة رومانسية أمام برج إيفل ، والتي إلتقطتها بالفعل |
Eyfel Kulesi'nin tepesine tırmanmayı ümit etmiştim ama Naziler işgal sırasında kapatmışlar ve henüz yeniden açılmamıştı. | Open Subtitles | كنت آمل أن أصعد أعلى برج إيفل ولكن النازيين أغلقوه أثناء الاحتلال ولم يتم إعادة فتحه بعد |
Eyfel Kulesi'nin tepesinde onu öptüm. | Open Subtitles | وكما تعلمين قمت بتقبيلها في قمة برج ايفل |
Saat 19.00, Eyfel Kulesi'nin kuzey kısmında. | Open Subtitles | أه، 7: 00 مساء، الساق الشمالية من برج ايفل. |
Eyfel Kulesi'nin orada kruvasan ve Roma'da pizza yedim. | Open Subtitles | [لقد أكلت كروسان بجانب برج [ايفل [وأكلت بيتزا في [روما |
Dünyanın en uzun binası olacaktı, oldukça uzun -- Eyfel Kulesi'nin 5 katı kadar. | TED | كانت ستكون أطول بناية في العالم، بفرق كبير... بطول يفوق خمس مرات طول برج إيفل. |
Onlara şöyle sorular sorduk: "Eyfel Kulesi'nin yüksekliği nedir?" | TED | ولقد سألناهم أسئلة مثل، "ماهو ارتفاع برج إيفل"؟ |
Sen Nehri'nin kıyısında yürüdüğümü ve Eyfel Kulesi'nin tepesinde durduğumu hayal ettim. | Open Subtitles | أتخيل نفسي وأنا أسير على ضفاف نهر "السين" وأقف أعلى برج (إيفل) |
Beni Eyfel Kulesi'nin tepesine çıkaracağını da söylemişti. | Open Subtitles | وذلك أنّه سيأخذني إلى قمة برج إيفل |
Bradley sonunda bana evlenme teklif etti hem de Eyfel Kulesi'nin tam altında. | Open Subtitles | لقد طلب (برادلي) أخيراً الزواج منّي تحت برج (إيفل) مباشرةً. |
Bradley sonunda bana evlenme teklif etti hem de Eyfel Kulesi'nin tam altında. | Open Subtitles | لقد طلب (برادلي) أخيراً الزواج منّي تحت برج (إيفل) مباشرةً. |
Eyfel Kulesi'nin üstünde havai fişekler. | Open Subtitles | الألعاب النارية على برج ايفل. |