Çünkü birisini ezmiş ve adamın midesiyle bağırsakları ağzından dökülüyormuş. | Open Subtitles | لأنه سحق شخص ما حتى ،خرجت أحشاءه وأمعاءه من فمه |
Kurbanın kimliğini saklamak için cesedi ezmiş. | Open Subtitles | ذلك المعتوه سحق الجسد لإخفاء هوية الضحية. |
Birisi yüzünü çekiçle ezmiş demek. | Open Subtitles | بمعنى ان هناك من حطم وجهها بالشاكوش |
Evet, bu çocuk, hatırlıyorum, birkaç fahişeyi arabasıyla ezmiş ve tüm bu puanları almıştı. | TED | نعم، هذا الطفل، أتذكرأنه دهس بعضهم بسيارته عدة مرات وحصل على كل هذه النقاط. |
Katil onu ezmiş ve öldüğüne emin olmak için, bir daha ezmiş. | Open Subtitles | السائق دهسها ثم تأكد أنها ماتت بدهسها مرة أخرى |
lâl # ezmiş, ezmiş, taa... #...en altta | Open Subtitles | {\cHAEDCF4}دُقّوا، دُقّوا عميقًا تحت الأرض |
Nasıl olmuşsa, "bir şey" iki adamın kafatasını ezmiş ve Ludmila ile Alexander'ın kaburgalarını kırmış ama geride morluk bile bırakmamış. | Open Subtitles | شيء نجح في سحق جمجمة شخصين وبعثر الأضلاع لشخصين بدون ترك كدمات كثيرة |
Kafasını bir çekiçle ezmiş ve annesi de olayı kapatmasına yardım etmiş. | Open Subtitles | سحق رأسه بالمطرقة ثم ساعدته على تغطية الأمر |
Hey, Doktor, bir şey oğlanın bacaklarını ezmiş mi? | Open Subtitles | دكتور هل يخال لي فقط أم شخص سحق قدميه ؟ |
Evet, her şeyden önce oğlan değil kıza benziyor, ve bir şey bacaklarını ezmiş. | Open Subtitles | أولاً إنها فتاة وشخص سحق ساقيها |
Kendini aptal araba heykellerinin içinde mi ezmiş? | Open Subtitles | سحق نفسه داخل إحدى سياراته المنحوتة؟ |
35 yaşında bir hava albayı var, bir tür deneysel zırhın içine alt omurgasını ezmiş. | Open Subtitles | لدي كولونيل القوة الجوية ذو سنة حطم عموده الفقري السفلي 35 خلال تجربة درع من نوع ما نتج عنه تشقق في العمود الفقري العلوي للصدر |
Biri ya da bir şey onun kafatasını ezmiş. | Open Subtitles | شخص أو شئ حطم جمجمتها |
Biri taşla başını ezmiş. | Open Subtitles | شخص ما حطم رأسه بصخرة |
Jack Jordan denen herif, Bay Peck ve iki küçük kızı ezmiş. | Open Subtitles | هذا الرجل جاك جوردان دهس السّيد بيك وبناته الصغيرات |
Üzerine kayıtlı bir araba kazası var. Adamın birini ezmiş. | Open Subtitles | إنه متورط بحادثة كبيرة جدًا، لقد دهس أحمق ما |
! Asher arabasıyla ezmiş. Benden yardım istedi. | Open Subtitles | قام اشر بدهسها بسيارته واتصل بي للمساعده |
Katil onu ezmiş ve öldüğüne emin olmak için, bir daha ezmiş. | Open Subtitles | ثم تأكد أنها ماتت بدهسها مرة أخرى |
# ezmiş, ezmiş, taa en altta | Open Subtitles | {\cHAEDCF4}دُقّوا، دُقّوا عميقًا تحت الأرض |
Katil arkasından gelip burada ezmiş. | Open Subtitles | الجاني قاد من خلفها و دهسها هنا |
Yani, bu adam onu ezmiş, geri gidip, tekrar mı ezmiş? | Open Subtitles | اذا هذا الرجل صدمها ثم رجع وصدمها مرة أخرى؟ |
Senin kalbini ezdiğimde o ezmiş gibi olacak. | Open Subtitles | لذا حين أسحق قلبك ستسحقه هي أيضاً |