"fırsatımız olmadı" - Traduction Turc en Arabe

    • على فرصة
        
    • تسنح لنا الفرصة
        
    • يتسنى لنا
        
    • لم نحظ
        
    • لم نحظَ بفرصة
        
    Beni paketten çıkardığınızda konuşma fırsatımız olmadı Bay Carter. Open Subtitles كارتر لم نحصل على فرصة للكلام عندما فتحتني
    Bütün hafta boyunca neredeyse hiç konuşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles أشعر وكأننا بالكاد حصلنا على فرصة لنتحدث طوال الأسبوع
    Konuşmaya fırsatımız olmadı. Open Subtitles لكن والدي قد اتى هناك ولم تسنح لنا الفرصة بالتحدث
    Ben Tom Rule, yapımcı benim. Arabada fazla konuşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles ان توم برو وانا المنتج لم تسنح لنا الفرصة بالحديث في السيارة اجل هناك
    Galiba sen takıma girdiğinden beri bir merhabalaşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles أشعر أنه لم يتسنى لنا أن نحيي بعضنا منذ عُدت
    Pek konuşma fırsatımız olmadı ama yolda, geliyor. Open Subtitles لم نحظ بوقت كاف لنتحدث، لكنه في طريقه إلى المنزل.
    Kabullenmesi zor ve yas tutacak fırsatımız olmadı. Open Subtitles هذا أمر يصعب تقبله، ونحن لم نحظَ بفرصة للحداد عليه
    Tanışma fırsatımız olmadı. Open Subtitles لَمْ نَحْصلْ على فرصة للتعارف بعد.
    İkinci bir fırsatımız olmadı. Open Subtitles ولا يمكننا الحصول على فرصة اخرى ابدا
    Babandan ayrılmam konusunda hiç konuşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles لم تحصل على فرصة لتتكلم بخصوص الطلاق
    Bunu değiştirecek fırsatımız olmadı henüz. Open Subtitles لم نحصل على فرصة لإخطار "قسم المركبات" بعد
    Ne yazık ki siyahlardan ve Meksikalılardan neden bu kadar nefret ettiğini konuşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles أتعلم،من المؤسف أنه لم تسنح لنا الفرصة للتحدث عن سبب كرهك للسود و المكسيكيين لهذه الدرجة
    Konuşmaya fırsatımız olmadı. İkizler itiraf mı etti? Open Subtitles لم تسنح لنا الفرصة أن نتحدث اعترفت التوءمان حقاً؟
    Terek, rica ederim, hiç fırsatımız olmadı. Open Subtitles لم تسنح لنا الفرصة
    ahh. Konuşmak için fırsatımız olmadı. Open Subtitles لم تسنح لنا الفرصة لنتحدث
    Bugün konuşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles لم يتسنى لنا فرصة للتحدث اليوم
    Şu geçen yaz hakkında hiç konuşma fırsatımız olmadı, değil mi? Open Subtitles اتعلم لم يتسنى لنا الكلام عن اخر صيف
    Takılmak için hiç fırsatımız olmadı. Open Subtitles أنا وأنت لم نحظ بفرصة للتسكع سوياً.
    Bak, Mary Helen son zamanlarda pek konuşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles (مارى هيلين) أعرف أننا لم نحظ بفرصه للحديث مؤخراً
    Senin ve benim meyve bahçelerinde birlikte yürüme fırsatımız olmadı. Open Subtitles أنا وأنتِ لم نحظَ بفرصة أن نتمشى سوياً خلال البساتين. نعم،نعم..
    Mahalledeki kargaşa üzerine bile konuşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles لم نحظَ بفرصة حتى لمناقشة كل الفوضى التي في حيّنا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus