Bence her şeye yeniden başlayıp aramızı düzeltmek için bir fırsatımız var. | Open Subtitles | لو حاول أحد قتلي سأغضب أنا .. أعتقد أننا لدينا فرصة هنا |
Ve işte şimdi bu hareketle gurur duymamız için bir fırsatımız var. | TED | واليوم لدينا فرصة .. لكي نكون فخورين بهذه الحركة .. |
Bir şey için minnettar olduklarında, insanların bir mum yakması için fırsatımız var. | TED | لدينا فرصة لجعل الناس يشعلون شمعة حين يكونون ممتنين اتجاه أمر ما. |
Antik Yunanlıların'da bir adım ötesine geçme fırsatımız var. | TED | اعتقد لدينا الفرصة لنتفوق على اليونانيين |
Ama denemek için eşsiz bir fırsatımız var ve inanıyorum ki yetişkinler olarak bu aynı zamanda bizim bir görevimiz. | TED | لكن لدينا فرصة للمحاولة، لم يسبق لها مثيل. وأنا مؤمن أننا نحن كبالغين، نتحمل المسؤولية أيضاً للقيام بذلك. |
Tony, hayatım bu sahnede, toplumumuzun iletişim eksikliğini eleştirme için muhteşem bir fırsatımız var. | Open Subtitles | عزيزي توني في هذا المشهد لدينا فرصة عظيمة أن نسلط الضوء علي انعدام الإتصال في مجتمعنا |
Mükemmel bir fırsatımız var, köpek ve kuş hâlâ gemideler. | Open Subtitles | لدينا فرصة مثالية، الكلب والطائر مازالوا على متن السفينة |
Bu olay büyük ve sadece bir fırsatımız var ve yanlış gitmesi için milyonlarca yol var. | Open Subtitles | حسنا , هذا كبير لدينا فرصة واحدة وهناك مليون طريقة لافساد الامر لذلك ليصغي الى الجميع بحذر |
Ken, mutlu olmak için fırsatımız var. Bunu heba etmeyelim. | Open Subtitles | كين ، لدينا فرصة للسعادة دعنا لا نلقيها بعيدا |
Onları bulmak için hala fırsatımız var. | Open Subtitles | لا زالت لدينا فرصة جيدة حقاً للعثور عليهم |
Hızlı davranırsak, buradaki şeyleri gelecek nesillere kadar korumak için harika bir fırsatımız var. | Open Subtitles | لذلك لدينا فرصة رائعة الآن اذا عملنا بسرعة حتي نحفظ ما هو هنا للأجيال القادمة |
İki tarafın da çıkarına bir değişiklik yapma fırsatımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصة للابتكار ولفعل هذا بشكل يفيدنا جميعا |
Demek istediğim, birbirimize karşı dürüst olmak için bir fırsatımız var. | Open Subtitles | المقصد هو أن لدينا فرصة بأن نكون صادقين مع أنفسنا |
Bakın, zor bir görev olduğunun farkındayım ancak burada tarih yazma fırsatımız var. | Open Subtitles | والآن، أعلم أنها مهمة صعبة ولكن لدينا فرصة في صنع التاريخ هنا |
Bakın, zor bir görev olduğunun farkındayım ancak burada tarih yazma fırsatımız var. | Open Subtitles | أعلم أنها مهمة صعبة ولكن لدينا فرصة في صنع التاريخ هنا |
Şu an bunun için bir şey yapma fırsatımız var. | Open Subtitles | حسنا، لدينا فرصة الآن لفعل شيء بشأن ذلك. |
Bence, burada büyük şeyler yapmak için fırsatımız var. | Open Subtitles | اعتقد أن لدينا فرصة إنجاز أمور عظيمة هنا |
Silahınızı test etme fırsatımız var size karşı herhangi bir risk olmayacak ve Wraithlere karşı bir saldırı şansınız olacak. | Open Subtitles | لدينا الفرصة التى تمكنكم من تجربة سلاحكم بدون أن تتعرضوا لأى مخاطرة و بفرصة توجيه ضربة إلى الريث |
Burada bir fırsatımız var. Bir fark yaratabiliriz. | Open Subtitles | مازال لدينا الفرصة هنا ، نستطيع إحداث تغيير |
Bildiğimiz kadarıyla, sadece kalp kriziymiş ama umut ışığı şu ki, şimdi gizli bilgiyi nasıl ve kimden aldığını öğrenme fırsatımız var. | Open Subtitles | على قدر ما نعلم أنها كانت فقط أزمه قلبيه الجانب المشرق مهما يكون كما نحن الان لدينا الفرصه لنكتشف ذلك |
Onu vuracak olursan seni içeri atarlar. Tüm bunları durdurmak için bir fırsatımız var şu an. | Open Subtitles | إقتله و ستأخذ مؤبّد ,لدينا هنا فرصة لوقف كل هذا |