"fırsattan" - Traduction Turc en Arabe

    • هذه الفرصة
        
    • المناسبات للحصول
        
    • تلك الفرصة
        
    Fırsattan istifade, nişanınızı da tebrik etmek istiyorum. Open Subtitles هَلْ لي أَنْ أستغلُّ هذه الفرصة لتَهْنِئتك بخطبتك.
    Fırsattan istifade sizin hepinize ondan bir mesaj okumak isterim. Open Subtitles وأغتنم هذه الفرصة لقراءة رسالة منها إليكم جميعاً
    Ben sadece bu Fırsattan yararlanıp her şeyi yeniden düşünmek isteyebileceğini belirttim. Open Subtitles أنا أقول فقط أنك ربما تريدين أستغلال هذه الفرصة لكي تعيدي التفكير في الاشياء هذا هو الأمر
    Ga- - Galiba ikisi de Fırsattan istifade misafirlerine karşı şantaj malzemesi topladı. Open Subtitles أظن الرجلين يستغلان المناسبات للحصول على مواد لابتزاز زبائنهما
    Bu Fırsattan istifade ederek siz televizyon izleyicilerine gönderdiğiniz yüzlerce destek mektubu ve telgraf için teşekkür etmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أغتنم تلك الفرصة لأقدم الشكر لمشاهدي جهاز التلفاز لمئات الرسائل والبرقيات التي تتدفق علينا
    Evet, Mahkeme tarihi geç olunca Fırsattan istifade edeyim dedim. Open Subtitles . هذه أواخر أيامى , يجب انتهاز هذه الفرصة
    Müdür Lonnatini, biz dördümüz,minnettarlıkla, bu harika Fırsattan vazgeçebiliriz bunu hakeden başka öğrencilere fırsat vermek için. Open Subtitles اريد أن اتكلم بشأن نحن الاربعة أن نستهل هذه الفرصة اوقف ذلك
    Belki Fırsattan istifade senin de tutar diye düşünmüştüm. Open Subtitles الفكرة ربما أنت تريد مثل هذه الفرصة لتفعل الشيء نفسه
    Bill ve ben, bu Fırsattan istifade anlaşmamızı kağıda dökelim istedik. Beyler, bir saniye durun. Tim Lippe, millet. Open Subtitles بيل و أنا أردنا أن نستغل هذه الفرصة لتوقيع عقد البيع لصفقتنا يارفاق, توقفوا قليلا
    Annem ölüm döşeğindeyken öğrendiğim şeylerden birisini paylaşayım diye bu Fırsattan yararlanmak istedim. Open Subtitles أنا فقط أريد أن أستغل هذه الفرصة لمشاركة شيئ اكتسبته عندما كنت أقرأ في فراش موت أمي
    Şahsi düşüncem, William, bu Fırsattan yararlanarak ağırbaşlı bir şekilde emekliye ayrıl ve başka iş olanaklarını araştır. Open Subtitles شخصياً، أظن أنه يجب عليك أخد هذه الفرصة لتخرج بأمان وتكتشف فرص عمل أخرى.
    Fırsattan istifade iyice yaklaşmalıyız. Open Subtitles ينبغي أن نستغل هذه الفرصة ونقترب بقدر الإمكان.
    Bu Fırsattan istifade edeceksem benimle beraber saksafon eğlencesine katılmanı isterim. Open Subtitles أريد فحسب أن أنتهز هذه الفرصة من أجل أن تستمتع بعزف الساكسفون برفقتي
    Fırsattan istifade edebileceğini düşündüğün için Leah'ı bana getirdiğini düşünmek hiç hoşuma gitmez. Open Subtitles أنا أكره أن أعتقد أنك تجلب سوى ليا لي لأنك اعتقدت انك قد استغلال هذه الفرصة.
    Şartlar, bizi bu Fırsattan mahrum bıraktı. Open Subtitles حالت الظروف دون تحقيق هذه الفرصة الأولية
    Benim için bu Fırsattan vazgeçmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أدعك تتنازلين عن هذه الفرصة من أجلي
    Ga- - Galiba ikisi de Fırsattan istifade misafirlerine karşı şantaj malzemesi topladı. Open Subtitles أظن الرجلين يستغلان المناسبات للحصول على مواد لابتزاز زبائنهما
    Az önce babama bana ayarladığın müthiş Fırsattan bahsediyordum. Open Subtitles كُنتُ أخبر أبي للتو، عن تلك الفرصة الرائعة التي حصلتِ عليها لي.
    Bu arada Fırsattan istifade geçmişteki travmam hakkında konuşabiliriz. Open Subtitles وخلال هذا يمكننا انتهاز تلك الفرصة للحديث حول مشاعري وما يتعلق بالصدمة السابقة
    Bu Fırsattan istifade sizden ilk iki dansı rica edeceğim, Bayan Elizabeth. Open Subtitles ..... وأنتهز تلك الفرصة لأطلب يدك يا أنسة اليزابيث للرقصتين الأولتين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus