"fakat bütün" - Traduction Turc en Arabe

    • لكن كل
        
    • ولكن كل
        
    Fakat bütün İslam kim olduğumu bilmeli ve bana inanmalı. Open Subtitles و لكن كل المسلمون يجب ان يعرفوا من أكون و يصدقون
    Onu gözleyip, yaptığı bir şeye uyan bir ad vermeyi düşünüyordum, Fakat bütün yaptığı uyumak ve salya akıtmak. Open Subtitles كنت أفكر بما يناسبه لكن كل ما يفعله هو النوم
    Çizimler biraz kabaydı, Fakat bütün karakterler vardı. Open Subtitles ربما كانت الرسوم بسيطة لكن كل الشخصيات كانت هناك
    Ondan uzaklaştığımı sanıyordum, Fakat bütün bunlar bir şekilde birbirine bağlı. Open Subtitles ظننت بأنه تم إبعادي عنه ولكن كل هذا مرتبط ببعضه بطريقة ما
    Aradığınız için teşekkür ederim. Fakat bütün kararlar sonlandı. Open Subtitles شكراً لاتصالك, ولكن كل القرارات قد أصبحت نهائية
    Evet, Fakat bütün doğrular gerçekten doğar. Hesaplanabilen ve kağıda dökülebilen, elle tutulabilir gerçekler. Open Subtitles لكن كل الحقائق ولدت من الوقائع الصلبة، والوقائع الملموسة التي يمكن أن تحتسب
    Fakat bütün bilim adamları er ya da geç farkeder ki insanlığın iyiliği için bazen müdahale etmek gerekir. Open Subtitles لكن كل عالم يواجه شيئا كهذا، عاجلا او آجلا عندما تفعلين هذا لهدف اكبر
    Fakat bütün kanuna karşı gelen kişilerle yaptığım konuşmalarda; hepsi dedi ki: Lütfen, lütfen bize yasal işlerde çalışmak için bir şans verin. TED لكن كل الأشخاص الذين تحدثت معهم و الذين وقعوا ضحية للقانون، قد قالوا جميعا، "رجاء، أعطونا فرصة للعمل في صناعة مشروعة.
    Bir hikayeyi yalnızca tanımlayabilirim. Arkasında dikdörtgen alanın ortasında, Phoenix adaları,... ...Fakat bütün yeşillikler bunun üzerinde... ...kendi hikayesine sahip. TED و لقد حدثتكم عن قصة واحدة وراء تلك الرقعة المربعة في المنتصف، وهي جزر فينكس، و لكن كل من تلك الرقع الخضراء الأخرى ورائها قصة.
    Fakat bütün aşk maceralarının korkunç bir düşmanı vardır. Open Subtitles لكن كل علاقة حب لها عدوآ رهيب.
    İyi olduğunu biliyorum, Fakat bütün bu evraklar iz bırakır. Open Subtitles أعرف انك جيد و لكن كل الأوراق لها ذيول
    Fakat bütün normal insanlar et sever. Open Subtitles لكن كل الناس الطبيعيون يحبون اللحوم
    Fakat bütün bildiğim şiddetti. Open Subtitles لكن كل ما عرفته هو العنف
    Fakat bütün arazi aynı anda kaydedilmiş. Open Subtitles لكن كل الأرض سجّلت دفعة واحدة
    - Fakat bütün eşyalarım orada. Open Subtitles - لكن كل أدواتي هناك
    Fakat bütün bunlar Hipokrat yeminimle ciddi bir şekilde ters düşmeye başladı. Open Subtitles ولكن كل هذا هو بداية لصراع خطير مع أبقراطي
    Fakat bütün bu aksiyon bütün bu hır gür, yıldızın ömrünün son %10'luk diliminde gerçekleşir. Open Subtitles ولكن كل ما يجري كل هذه الأحداث تدور في الـ 10% المتبقية من عمر النجم
    çok saf olduğumu düşünebilirsin ... Fakat bütün içgüdülerim bu kızın benim kuzenim olduğunu söylüyor. Open Subtitles ربّما تظن أنني ساذج... ولكن كل غريزة في تخبرني بأن تلك الفتاة ابنة عمي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus