Şoförün tuhaf davrandığını düşünüyorsunuz, fakat belki de eve yetişmek için acele ediyordur. | Open Subtitles | تعتقدين بأن سائق الحافلة غريب لكن ربما يكون مستعجلاً فقط للعودة إلى المنزل |
fakat belki de şunu keşfettik: Gençlik Çeşmesi aslında içimizde ve kurumuş hâlde. | TED | لكن ربما نكون قد اكتشفنا بأن ينبوع الشباب هو في الواقع موجود بداخلنا، وقد جف للتو. |
fakat belki de iklim değişikliğini, havayı tecrübe ettiğimiz o içgüdüsel seviyede düşünme zamanı gelmiştir. | TED | لكن ربما هذا هو الوقت لكي نبدأ بالتفكير في التغيّر المناخي علي نفس المستوى المتوغل الذي اختبرنا فيه الهواء. |
Olay basit fakat belki altında daha derin şeyler yatıyordur. | Open Subtitles | تبدو القضيه بسيطه الان لكن ربما يكون فيها ما هو اعمق من ذلك |
Teknik olarak, hâlâ iş başındayım. fakat belki bir istisna yapabilirim. | Open Subtitles | ولكن من الناحية الفنية، لا أزال أعمل ولكن ربّما بإمكاني أن أقوم بإستثناء |
O günün güneş batımında, bir zamanlar sizler gibi sıradan biri olan bir hanımla evleneceğim, fakat belki de onu şu anda pek sıradan bulmayacaksınız. | Open Subtitles | و عند الغروب سأتزوج من فتاه كانت من عامة الشعب مثلكم لكن ربما لن تجدوها من عامة الشعب الآن |
fakat belki bu mevcut durumun bir göstergesidir. | Open Subtitles | كلا .لكن ربما هذا ليس دليل على ما هو موجود في المخزن |
fakat belki de o şifre Kuzey Afrika ve Orta Asyada bulunan asilerin yerini gösteriyordur. | Open Subtitles | لكن ربما ترمز الشفرة إلى مكان جيش متمرد فى شمال أفريقيا أو الشرق المتوسط |
Bu seyahat için sadece birinci yöntem. fakat belki yavaş gitmek istersiniz. | Open Subtitles | حسنا ذلك طريق واحد للذهاب لكن ربما تريد ان تبطيء |
Evet, fakat belki çıkmalıyım bilirsin... ilaç, göz damlası falan almalıyım. | Open Subtitles | نعم, لكن ربما يجب أن أذهب, تعرفين إحضر بعض من المحلول الملحي أو قطرة للعين او شيء ما |
Ayrıca söz veriyorum, sana her şeyi anlatacağım fakat belki de ağabeyinin sana yaptığı korkunç şeyleri hatırlamaman daha iyidir. | Open Subtitles | وانا اعدك بان اخبرك بكل شيء. لكن ربما هي نعمه انك لا تذكرين الاشياء الرهيبة التي فعلها اخوك بكِ. |
Bunu söylemekten nefret ediyorum fakat belki de Wakefield öldüremesin diye kendini öldürmüştür. | Open Subtitles | أتعلمين , أكره قول ذلك , لكن ربما قامت بقتل نفسها كي لا يقوم هو بقتلها |
fakat belki de, bir zafer konuşması yapmadan önce oylama sonucunu beklememiz gerekiyor. | Open Subtitles | لكن ربما يجب ان ننتظر الى ان نفوز حقا بالتصويت قبل ان نخطب خطبة النصر |
fakat belki ne diyeceğini bilen bir çocuk yetiştirmişimdir. | Open Subtitles | لكن ربما أنني ربيت الفتى الذي يعرف ما يقول |
Evet, fakat belki de işiniz, savaştan kendinize pay çıkarmaktır. | Open Subtitles | نحن رجال اعمال نحن نتعامل فى التجارة والمال نعم , لكن ربما |
Tüm deliller muhafızı işaret ediyor fakat belki de o sadece bir kurban. | Open Subtitles | أنت على حق جميع الادله تشير لهذا الحارس و لكن ربما هو فقط وقع فى فخ |
Bize DNA örneği vermeyecektir; fakat belki dışarıda bir yerlerde iz bırakmıştır. | Open Subtitles | ،لن يعطنا عينة من حمضه النووي لكن ربما لديه واحد عائم في البرية |
fakat belki size birkaç soru sorabilirim? | Open Subtitles | لكن . ربما بإمكاني سؤالك بضعة أسئلة ؟ |
Sanki buraya ilk defa gelmişim gibi fakat belki de bir haftadır ya da üç aydır buradayım. | Open Subtitles | يبدو أنها أول مرة لك هنا لكن... ربما مضى أسبوع على وجودك هنا أو ثلاثة أشهر إنه... |
fakat belki de dün odasına girmeye çalışan kadınla bir ilgisi olabilir. - Hangi kadın? - Tanımıyorum. | Open Subtitles | كلاّ، ولكن ربّما له علاقة بتلك المرأة التي حاولت إقتحام مكتبه البارحة. |
fakat belki bu itiraf etmek için ilgilendiğin bir fincan çayından daha fazlası. | Open Subtitles | ولكن ربما هذا هو أكثر الخاص كوب من الشاي من يهمك للاعتراف به. |