Mimari, mobilyalar ve var olan her şey fakat hiçbir şey o merdivenler kadar önemli değil. | TED | تدبُ الحياة في المبنى والأثاث وفي كل شيء، لكن لا شيء أهم من تلك السلالم. |
fakat hiçbir zaman ekeloji dostu "ne yersen tek fiyat" biçiminde bir karides menüsü olamaz. | TED | لكن لا يمكننا مطلقاً الحصول على أي بوفيه صديق للبيئة كل ما فيه من الجمبري. |
fakat hiçbir zaman tamamen engelleyemiyorum, değil mi? | Open Subtitles | و لكن لا يوجد حل لأكف عن استخدامه في حياتي، أهناك؟ |
Patrice ve Patee saatlerdir dışardalar fakat hiçbir şey bulamadılar. | TED | أمضى باريس وباتي ساعات في الخارج ولكن لم يجدوا شيئاً. |
Son beş dakikadır bölgeyi gözetliyoruz fakat hiçbir aktivite yok. | Open Subtitles | للخمس دقائق الماضية، ولكن لم يكن هناك أي نشاط |
fakat hiçbir kadın böylesi bir ikilem ile karşı karşıya kalmamıştır. | Open Subtitles | لكن لا توجد إمرأة تواجه مثل هذه المعضلة أبدا |
fakat hiçbir kadın 16 yaşında evlenmek istemez. | Open Subtitles | لكن لا توجد امرأة تريد الزواج من رجل بعمر السادسة عشر |
fakat hiçbir kılık değiştirme tamamıyla etkili değil ve dil balıkları ısrarcı bir tehdittir, daima yenilebilir bir dokunaç için gözetleme yapar. | Open Subtitles | لكن لا يوجد تنكّر كامل والسمك المفلطح تهديدٌ دائم يترقّب اللوامس الشهية دائمًا |
Hayır, Falcon kendisine emredileni uyguladı fakat hiçbir askeri rütbe tertiplikten üstün olamaz. | Open Subtitles | كلا, الصقر نفَّذ أوامره بالحرف. لكن لا توجد رتبة عسكرية تستطيع تفرقة إخوان حرب. |
Bir kağıda mümkün olan çıkış yollarını çiziyorsunuz, fakat hiçbir yol en az bir oda kaçırmadan sizi çıkışa götürmüyor. | TED | باشرتم بصياغة الحلول أو الطرق المحتملة على رزمة من الورق، لكن لا وجود لمسار قادر على نقلكم إلى المخرج دون التخطي لغرفة واحدة على الأقل. |
Neden her şeyi hatırladığımın fakat hiçbir şey hissetmediğimin. | Open Subtitles | لماذاأتذكركل شىء، لكن لا أشعر بشىء |
fakat hiçbir şey hissedemiyorum. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني الشعور بأي شئ فحسب |
Tanri yardimcim olsun, seni seviyorum, ve istedigin her seyi verecegim fakat hiçbir zaman kiminle konustugunu unutma. | Open Subtitles | فليساعدني الرب لأنني أُحبّكِ... و سأُعطيكِ كل ما ترغبين و لكن لا تجرؤي مطلقاً |
fakat hiçbir şey yıkamaz o kapıyı. | Open Subtitles | لكن لا شيء يمكنه تحطيمها |
Tabii okula gidip, elimden geleni yapmayı ihmal etmedim fakat hiçbir şey ilgimi çekmiyordu. | Open Subtitles | طبعاً, لقد ذهبت للمدرسة وفعلت أفضل ما أستطيع... لكن لا شئ كان مهماً... . |
Annem, yaptığın işle ilgili iyi bir şeyler söylemem gerektiğini söyledi fakat, hiçbir şey bulamadım. | Open Subtitles | حسنًا , أمي قالت أنه يجب علي أن أقول شيء لطيف عن العمل الذي تقوم به ولكن لم استطع أن أفكر في شيء |
- Yalan söylemedim ki. Mağarada yüzük bulduğunuzu iddia ettiniz fakat hiçbir yüzük bulunmamış. | Open Subtitles | أنت تدعين إستكشاف خاتم في الكهف ولكن لم يتم العثور علي الخاتم |
fakat hiçbir yıldızın böylesine böylesine bir dönüşte... floresan pembesi... | Open Subtitles | ولكن لم اكن اعلم ابدا نجم يمكن أن تومض مثل... |