Çince konuştuğunun ve Shanghai'da yol yordam bildiğinin farkında değildim. | Open Subtitles | آسفة لم أدرك أنك تتكلم المندرين بطلاقة وتعرف طرقات شنغهاي |
Ona, yaz kampında çocukların bana hissettirdiğini hissettirdiğimin farkında değildim. | TED | لم أدرك أنني جعلتها تشعر بما جعلني أشعر به الأطفال في المخيم الصيفي |
Bilirsin, yok edilmiş iblisleri yok etmeyi öğrendiğimin farkında değildim. | Open Subtitles | تعلمين ، لم أعلم أنه علي أن أتعلم كيف . أقضي على المشعوذين المقضي عليهم |
Büyüyene kadar olanların farkında değildim... | Open Subtitles | لم أعرف ماذا يحدث حتى كبرت منذ أن كنت صغيرا |
Bu geziye senin de gittiğinin farkında değildim. | Open Subtitles | في الحقيقة لا لم أكن أعرف أنك سوف تذهبين في هذه الرحلة |
Hayranı olduğun şeylerle olan ilişkilerimi seninle paylaşmam gerektiğinin farkında değildim, öyle olsun. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أني مضطر لمشاركتك علاقاتي بالأمور التي تعجبك، لكن لا بأس |
Ah özür dilerim hanım efendi bir bayanın saçını kestiğimin farkında değildim | Open Subtitles | أوه، أنا آسف، سيدتي. لم أكن أدرك أنا كان قص الشعر للسيدة. |
Bu dükkanı iki yıl önce aldığım zaman, elimde olanın farkında değildim. | Open Subtitles | عندما امتلكت هذا المحل منذ سنتين لم اكن اعلم ماذا املك ؟ |
O zaman farkında değildim; fakat bu durum, uyarlanabilir giyim dünyasına girişimimi temsil ediyordu. | TED | لم أدرك ذلك في وقته، ولكن تلك كانت أول غزواتي إلى عالم الثياب المعدلة. |
önceleri farkında değildim ama çocukluğumun bir bölümü elimden alınmıştı, sonsuza dek | Open Subtitles | لم أدرك ذلك، ولكن جزء من طفولتي مات إلى الأبد |
Ben... yazdıklarımın seni... bu kadar coşkulandırdığını farkında değildim. | Open Subtitles | إننى لم أدرك كم الإلهام الذى أضفيتينه على كتابتى |
Bu sabahki kıyafet yönetmeliğinin kokteyl darmadağınıklığı olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | لم أعلم أن هذا النوع من الملابس تلبس في الصباح الباكر |
Bak, uyandığımda ne olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | ،إنصت, عندما إستيقظت لم أعلم بما حدث , أتعلم؟ |
Kusura bakmayın, onların beni emlakçı sandığının farkında değildim. | Open Subtitles | عذراً، لم أعلم ظنوا بأني عميل عقارات حقيقي |
Buraya gelene kadar istediğimin farkında değildim ama. | Open Subtitles | لم أعرف بأني أريد حفلة حتى قدمنا إلى هنا |
Ama, biliyor musunuz o zamanlar ne yaptığımın farkında değildim. Aptal çocuğun biriydim. | Open Subtitles | و لكن, أتعرفون, أيها الرفاق لم أعرف ما كان يحصل حينها |
Öyle muhteşemdi ki ne yaptığımın farkında değildim. | Open Subtitles | لقدكانمذهلاًجداً، لم أكن أعرف ماذا كنت أعرف |
Üçüncü yetiştirme yurdumda insanların düşüncelerini nasıl da kapattıklarının farkında değildim. | Open Subtitles | في بيت الرعاية الثالث الذي مكثت فيه , لم أكن أعرف بعد كيفية حجب أفكار الناس |
Onun bana ne yaptığının farkında değildim. | Open Subtitles | لم أكن أعلم عن كل هذا الهراء الذى كان يفعله بى |
Kalp kırma konusunda bir zaman sınırı olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | لم أكن أدرك هناك حد زمني للقلوب المنكسرة |
Bu korkunç bir şey. Hapiste ne olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | هذا مريع, لم اكن اعلم ان ذلك يحدث في السجون |
Gidiyoruz. Yaşlı birisiyle geldiğinin farkında değildim. | Open Subtitles | انا لم ادرك ان لديك احد قليل قدرة. |
Bu kadar geç olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | لم اعلم ان الوقت متأخر هكذا |
- Felsefi konuştuğumun farkında değildim. - Babam acayip etkilendi. | Open Subtitles | . لم أكن اعلم أننى اتفلسف - . لقد تأثر أبى بفظاعة - |
Aslında, Amerika'da olup biten hiçbir sorunun farkında değildim. | TED | في الواقع، أنا لم أكن على علم بأي مشاكل في أمريكا. |
Akrabalarımın olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | . لم أكن مدرك لدي علاقات |
Daha önce derelerin böyle harika bir ses çıkardığının farkında değildim. | Open Subtitles | أنا لم ألاحظ أبدآ أنغام هذا الجدول الجميل |
Savaşa gidene kadar farkında değildim. | Open Subtitles | لم أنتبه لها حتى الحرب. |
Üzgünüm, sabah duanı engellediğimin farkında değildim. | Open Subtitles | أنا متأسف، لم أُدرك أنّي كنت أقاطع صلاتك الصباحية |