Seni durdurmaya çalıştım. Fakat sen bunun farkında değildin. Çünkü sadece seni durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | حاولتُ إيقافكِ لكنّكِ لم تعرفي ذلك لأنني حاولتُ فقط أن أوقفكِ |
Kertenkele beynim başından beri senin gizli silahındı. Ama farkında değildin. | Open Subtitles | كان "دماغ السحليّة" الخاصّ بي سلاحكِ السريّ منذ البداية، إنّما لم تعرفي ذلك |
Bahse girerim bir polis memurunun rolünü oynayacağının farkında değildin, değil mi? | Open Subtitles | انا اراهن انك لم تدرك انك سوف تلعب قاعدة الطرد,هل فعلت؟ |
Bana verdin çünkü Ava'nın davasının rüşvet suçlamasından cinayet suçlamasına dönüşmesine kendinin sebep olduğunun farkında değildin. | Open Subtitles | انت اعطيتيني اياها لأنك لم تدرك بأنك مسؤول بتحويل تهم (ايفا هسنعتون) عن الرشوة الى تهم عن جرائم قتل |
Demek sarhoştun, yani ne yaptığının farkında değildin. | Open Subtitles | لم تكن تعي ما تفعله حسنا، انا أحاول مساعدتك |
Demek sarhoştun, yani ne yaptığının farkında değildin. | Open Subtitles | إذن كنت مخموراً لم تكن تعي ما تفعله |
Bahse varım bu özelliğinin farkında değildin. | Open Subtitles | أنت تقوم بنسخ قرص له أراهن أنك لم تكن تعرف بهذه الميزة |
Hayır, değildi. Asla da kolay olmamıştı. Sadece, o an için farkında değildin. | Open Subtitles | لا لم يكن, لم يكن ابداً سهلاً لكنك لم تكن مدركاً للأمر بعد |
Sadece bu zamana kadar farkında değildin. | Open Subtitles | انتي لم تعرفي هذا حتى الآن |
- Neyin farkında değildin? | Open Subtitles | لم تدرك ماذا ؟ |
Yaparken farkında değildin, ikimiz de değildik. | Open Subtitles | لم تكن تعرف بانك تفعل في وقتها ولا واحد منا كان يعرف |
Tabii ki farkında değildin. | Open Subtitles | بالطبع لم تكن تعرف |
Belki bunun farkında değildin, ama gerçek bu. | Open Subtitles | ربما لم تكن مدركاً لذلك ولكن هذة الحقيقة |