Biz bu sözü ilk defa 2009'da Kopenhag'da COP 15 sırasında verdik ancak kimse fark etmedi. | TED | لقد أصدرنا وعدنا الأول هذا في 2009 خلال إجتماع الفرقاء في كوبنهاغن، لكن لم يلاحظ أحد ذلك. |
Çocuk, bu ödüllendirilen yalanlar sisteminde öyle uzmanlaştı ki, kimse bu sessiz çocuğun nasıl mutsuz bir çocuğa dönüştüğünü fark etmedi. | Open Subtitles | أتقن لعبة الكذب التي كانت تكافئه جيدا لم يلاحظ أحد بأن الطفل الهادئ ذاك كان قد تحول الى طفلٍ حزين |
Cesedi çalıştığı okulda bulunduğu için kimse üçünün de aynı binada yaşadığını fark etmedi. | Open Subtitles | الآن .. بسبب أنها وجدت في مدرستها لا أحد لاحظ أن الضحايا الثلاث |
Sonra bir değişiklik fark ettim. Annen asla fark etmedi ama ben ettim. | Open Subtitles | ثم لاحظت ان هناك تغيير ، امك لم تلاحظ ذلك ولكني ادركت ذلك |
Kimse fark etmedi. Taburenin üstünde durdum. Sen eleştirmen misin? | Open Subtitles | لم يلحظ أحد، فقد وقفت على طاولة هل أنت ناقدة؟ |
Okulumuza daha yeni geldiğinden benim ondan sosyal sınıf olarak altta olduğumu fark etmedi bile. | Open Subtitles | وهي مستجدة للغاية في مدرستنا لذا إنها لم تدرك حتى أن هناك فارق كبير بيننا في الحياة الإجتماعية |
Ters doğdu ama kimse fark etmedi. | Open Subtitles | خرجت من موخرتها عند والدتها لكن لم يلاحظ أحد |
O yüzden kimse annemin bir komşuya hediye vermek için karşıya geçtiğini fark etmedi. | Open Subtitles | حسناً، لم يلاحظ أحد عبور أمي الشارع لإعطاء الجيران هدية |
Eğer o soyulup kutuya tıkıldıysa, neden kimse fark etmedi? | Open Subtitles | إن كان قد تجرد ووضع في صندوق لماذا لم يلاحظ أحد ؟ |
Birkaç kere sınırda dolandın geldin... ama kimse fark etmedi. | Open Subtitles | أعني أنكِ كنتِ على وشك الانهيار العديد من المرات، ولكن لم يلاحظ أحد |
Kimse fark etmedi. Hepimiz zaman limitlerimize yetişmeye çalışıyorduk. | Open Subtitles | لم يلاحظ أحد ذلك ، كلنا كنا مشغولين بأعمالنا |
Bir köpeğe bakar gibi bakıyordun. Kimse fark etmedi. | Open Subtitles | لابد أنّ الأمر كان يشبه قتل كلب بإستثناء أنّ أحدا لم يلاحظ |
Eve geldiğinde neler yaptığımı fark etmedi bile. | Open Subtitles | ثم حين عاد إلى المنزل، بالكاد لاحظ ماقمت بإعداده. |
18 saattir ortalıklarda olmadığımı kimse fark etmedi mi? | Open Subtitles | هل لاحظ احد بإنني كنت مختفي لمده 18 ساعه ؟ |
Belki fark etmedi bile. Belki öksürüyordu, bilmiyorum. | Open Subtitles | ربما حتى أنها لم تلاحظ أو ربما أنها كانت تكح, لا آعرف |
Ne yazık ki biraz da bu öfkenin sonucu olarak Batı, 2001 yılında gerçekleşen başka bir olayın önemini fark etmedi. | TED | و للأسف كعائد جزئي لهذا الغضب لم يلحظ الغرب دلالة حدث اخر حدث أيضا في 2001 |
fark etmedi sadece. Ve endişelenmemeye çalış. | Open Subtitles | إنّها لم تدرك ذلك فحسب، وحاول ألّا تقلق. |
O adam So Dam'ın onu çatıya kadar takip ettiğini fark etmedi mi? | Open Subtitles | من غير المعقول بأن السيد لم يدرك بأن سودام كانت تتبعه الى السطح |
Kimse kızı fark etmedi ve kız görünmez oldu. | Open Subtitles | إذاً ، لم يلاحظها أحد والآن هي غير مرئية |
Sahneden öylece indin ve kimse fark etmedi mi? | Open Subtitles | لقد تركت المسرح ولم يلحظ اى احد الامر ؟ |
Bizim fark etmemizi istemediğin başka neleri fark etmedi? | Open Subtitles | ما الذي لم يلاحظه أيضا و لم تكوني تريدينا ان نلاحظه؟ |
Ona Junior'ın seyahatlerinde hiç kullanmadığını söyledim ama fark etmedi. | Open Subtitles | حاولت إخباره أن (جونيور) يعمل عملاً نظيفاً لكن لم يهم ذلك |
fark etmedi bile. Beni yolun dışına itti. | Open Subtitles | لم تلاحظني حتى , لقد قذفتني بعيدا عن الطريق |
Kör olasıca ben ya, benim için bi' sik fark etmedi birader. | Open Subtitles | و لكن بما أنني ملعون فلم يعني لي الأمر شيئا البتة , يا رفيقي |