Hayvan kolunu farklı şekillerde hareket ettirirken bilgisayar beynin nasıl davrandığını öğrendi. | TED | الكمبيوتر تعلم ما قام به دماغ السعادين لتحريك الذراع بطرق مختلفة. |
Ben, bu kültürel ve dilsel topluluğun bir parçasıyım. Hepimiz farklı şekillerde iletişim kuruyoruz. | TED | بالنسبة لي، أنا جزء من هذا المجتمع الثقافي واللغوي، وكلنا نتواصل بطرق مختلفة. |
Çünkü cazibe yüzyıllar boyunca çok belirli bir anlama sahipti, ve bu kelime düşündüğümüz anlamından çok daha farklı şekillerde kullanıldı. | TED | لأنه ولمدة عقود، كلمة الإبهار كان لها معنى محدد جداً والكلمة تم استخدامها بشكل مختلف عن ما نعتقد أنها فعلياً الآن |
Çoğunuzun Y2K problemi için farklı şekillerde hazırlık yapmasına rağmen, şuna inaniyorum ki, buradasınız çünkü bir kısmınız benim yaptığımın aynısını yaptı, bu yüzyılın başından beri, annemin gidişinden, babamın uzak duruşundan ve efendinin gelmeyi reddetmesinden beri. | TED | ورغم أن أغلبكم استعد للألفية الجديدة بطريقة مختلفة تمامًا، فإنني واثق أنكم هنا لأن جزء منكم قد فعل نفس الشيء الذي فعلته منذ بداية هذا القرن الجديد، منذ أن رحلت أمي وبقي أبي بعيدًا ورفض ربي أن يأتي. |
Hepimiz ölümle farklı şekillerde başa çıkarız. | Open Subtitles | كلنا نتعامل مع فقدان الأعزّاء بطرق مُختلفة. |
Evet ve bunların %99'u zararlarını farklı şekillerde gösterir. | Open Subtitles | نعم، و 99٪ منهم يحولون أضرارهم بطرق أخرى. |
Bence tutamakları farklı şekillerde kavramayı denemeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب ان نجرب طرق مختلفة للتعامل مع اليدين |
Olayları farklı şekillerde anımsarız. | Open Subtitles | ولكن نحن نستطيع ان نتذكر بطرق مختلفه |
Çok büyük bir protesto vardı. Odadaki herbirimiz, bu prostestoda farklı şekillerde yer aldık. | TED | كان هناك احتجاج واسع النطاق. الكثير منا في هذه القاعة شارك في هذه المظاهرة بأشكال مختلفة. |
Üstelik, insanların seni desteklemelerini sağlamanın da bir formülü yok, çünkü farklı cemiyetlerdeki farklı insanlar, hayatlarını farklı şekillerde düzenlerler. | TED | وليست هناك وصفة تخبرك كيف تجعل الناس يدعمونك فالأشخاص المختلفون في المجتمعات المختلفة ينظمون أمور حياتهم بطرق مختلفة. |
Hepimiz farklı şekillerde ona aşıktık. | Open Subtitles | حسناً، أفترض أننا وقعنا جميعاً فى حبها بطرق مختلفة ٍ. |
Bütün bunları farklı şekillerde seviyorum. Birini diğerinden çok sevmiyorum. | Open Subtitles | أَحبُّ كُلّ هذه الأشياءِ بطرق مختلفة لا شيئ أحلى مِنْ الآخر |
Evet, fakat sorun değil çünkü; aileler farklı şekillerde oluşturulabilir. | Open Subtitles | نعم, لكن لاباس بذالك لان العائلات تستطيع أن تتكون بطرق مختلفة |
Peki farklı insanlar aynı acı verici uyaranlara maruz kalmalarına rağmen nasıl acıyı çok farklı şekillerde deneyimliyorlar? | TED | كيف يمكن لأشخاص مختلفين أن يتعرضوا لنفس منبهات الألم ويشعروا بالألم بشكل مختلف بشدة |
Ultraviyole güneş ışığı cildimize çarptığında hepimizi farklı şekillerde etkiler. | TED | عندما تتعرض بشرتنا لأشعة الشمس فوق البنفسجية، فإنها تؤثر على كل منا بشكل مختلف قليلاً. |
Sen işleri hep farklı şekillerde yaptın Brian. | Open Subtitles | كنت تفعل الأشياء دائماً بشكل مختلف , براين |
Çocuklar bir şeylere ulaşma konusunu çok farklı şekillerde düşünürler. | TED | الأطفال يفترضون الإذن بطريقة مختلفة جداً. |
İnsanlar farklı şekillerde rahatlıyor, stres atıyor. | Open Subtitles | كل شخص يستجيب بطريقته الخاصة، بطريقة مختلفة. |
Ve senin adın çok farklı şekillerde önümüze çıkıyor. | Open Subtitles | أجل، لقد ظهر اسمك بطرق مُختلفة. |
Bütün öğleden sonra aynı şeyi farklı şekillerde söyleyip duracaksın. | Open Subtitles | بطرق مُختلفة طوال الظهيرة |
Ve Şerif, bu özellik kendini farklı şekillerde gösterebilir. | Open Subtitles | و أيها الشريف ذلك التميز قد يظهر بطرق أخرى |
Çok farklı şekillerde travma geçirdi. | TED | قد تعرض لصدمات شديدة بعدة طرق مختلفة. |
Bunu farklı şekillerde yaptılar. | Open Subtitles | فعلو ذلك بطرق مختلفه: تقطيع... |
Ve belkide bu açıda çok fazla bilgi var,... ...Size onları farklı şekillerde sunmaktan mutlu olacağım. | TED | وربما، لنضع الأمور في نصابها: هناك الكثير من البيانات عن ذلك، سأكون سعيداً بإعطائكم إياها بأشكال مختلفة. |
Ayrıca araçlarda farklı şekillerde ulaşabilen kablosuz ağda bulunmakta. | TED | وهناك أيضا شبكة لاسلكية في السيارة، التي يمكن الوصول إليها بالعديد من الطرق المختلفة. |
Öğrenciler bu derslerde farklı şekillerde iş birliği yaparlar. | TED | تعاون الطلاب في هذه الفصول بطرق عديدة ومختلفة. |