Her kumsal farklıdır. Her bir tanecik farklıdır. Dünyada birbirine benzeyen iki kum tanesi yoktur. | TED | و كل حبة تختلف عن الأخرى. لا توجد في العالم حبتان متشابهتان من الرمل. |
Bazı uzmanlara göre, şizofrenler, fiziksel olarak bizlerden farklıdır. | Open Subtitles | ويقول بعض الرجال أن المصابين بالفصام مختلفين ماديا عنا. |
Güvenlik iki farklı şeydir: hem histir hem de gerçeklik. Ve bunlar birbirinden farklıdır. | TED | إذن الأمن هو شيئان مختلفان: إنه إحساس، و إنه حقيقة. و هما مختلفان. |
Aslında bu meydana gelen hücre dışı yapılar vücudun her parçasından daha farklıdır. | TED | وتبيّن بالفعل بأنّ مصفوفة خارح الخلية مختلفة عن كل جزء مستقلّ من الجسم |
Birbirlerine benzeyebilirler ancak hikayeleri farklıdır. | TED | صحيح ان الصورة متطابقة .. ولكن كل لوحة تحمل تاريخاً مختلفاً |
Sessiz Tepe'de herkesin kâbusu farklıdır. - Ben onlara aitim. | Open Subtitles | لكل امرئ كابوس مختلف في التل الصامت، وأنا منبع كوابيسهم. |
Oradaki zehirli bitkilerle buradaki zehirli bitkiler birbirinden çok farklıdır. | Open Subtitles | يوجد اختلاف كبير بين السموم الموجودة في كالورادو وهذا المكان |
Hayranlar izleyicilerden veya hedef kitleden farklıdır. çünkü hayranlar geri dönmek ister. | TED | والمعجبون يختلفون عن مجرد مشاهدين أو جمهور لأن المعجبين يرغبون بالعودة . |
Diplomasi, kapı kırmaktan farklıdır. | Open Subtitles | بيننا وبين ، الروس ، وبين الايرانيين الدوبلماسيه وهي مختلفه عن اقتلاع الأبواب |
Bir çocuğun sesi gencin sesinden, gencinki de yaşlınınkinden farklıdır. | TED | يختلف صوت الأطفال عن المراهقين الذين بدورهم لهم أصوات تختلف عن البالغين. |
Ergenlik çağındaki bireylere ait bir odanın kokusu çocuklara ait bir odanın kokusundan oldukça farklıdır. | TED | رائحة غرفة المراهقين تختلف تماما عن رائحة غرفة الأطفال الصغار. |
Ama bir savaş bölgesinden kaçmışsanız, bu 2 sorunun cevabı dramatik bir şekilde farklıdır. | TED | ولكن إن كنت فارّا من منطقة بها حرب، الإجابات على هذين السؤالين تختلف بشكل كبير. |
Duyarlı kişiler doğumlarından itibaren diğerlerinden farklıdır. | Open Subtitles | الأشخاص الحساسون يولدون مختلفين عن الاخرين |
Pentagram herkes için farklıdır. | Open Subtitles | الحواف الخمسة تعني أشياء مختلفة لأناسٍ مختلفين |
Kanserden ölmek ve nörolojik hastalık sonucu ölmek farklıdır. | TED | الموت من السرطان والموت من مرض عصبي أمران مختلفان. |
Yeni okullar hep farklıdır ama her nasılsa, hep aynı görünürler. | Open Subtitles | كل مدرسة جديدة مختلفة و لكن بطريقة ما تبدو جميعها متشابهة |
Ancak arkadaşlarınıza karşıyken çok daha farklıdır. | Open Subtitles | لكن الأمر مختلفاً جداً عندما تتجسس على الأصدقاء |
Gerçek bir insana ateş etmek bundan biraz daha farklıdır. | Open Subtitles | يكون الأمر مختلف قليلاً عندما تطلق النار على ناس حقيقيين. |
Oradaki zehirli bitkilerle buradaki zehirli bitkiler birbirinden çok farklıdır. | Open Subtitles | يوجد اختلاف كبير بين السموم الموجودة في كالورادو وهذا المكان |
İnsan tacirleri organ tacirlerinden farklıdır. | Open Subtitles | تجار البشر يختلفون عن تجار الأعضاء البشرية هذه تجارة مجهولة |
Sizi temin ederim, zevk mutluluktan tamamen farklıdır. | Open Subtitles | , يمكنني أن أطمئنكِ . المتعه مختلفه جداً عن السعادة |
Yani belki de bu şey insan olarak doğmuştur ama farklıdır. | Open Subtitles | ربما هذا الشيء ولد بشريا ولكن كان مختلفا |
İnsanın kalbi ve duyguları patenlerden çok farklıdır. | Open Subtitles | قلوب ومشاعر الناس مختلفات عن الزلاجات |
Bu hayvanlar diğerlerinden farklıdır, çünkü farklı genlere sahiplerdir. | TED | الاَن تلك الحيوانات مختلفة عن الاَخرين لأن لديها جينات مُختلفة |
-Belki değişebilir Belki bu sefer farklıdır. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا يُمْكِنُ أَنْ يَتغيّرَ َرُبَّمَا هو مختلفُ |
Tatlım. bakirelik erkekler için farklıdır. | Open Subtitles | عزيزتي، العذرية شأنها مُختلف عند الرجال. |
Beylerin söyledikleri ile düşündükleri çok farklıdır. | Open Subtitles | هناك فرق بين ما يقوله الرجال وما يفكرون فيه |